Orjinal Araştırma

Kayseri Melikgazi Sağlık Grup Başkanlığı Bölgesindeki Kadınların Osteoporoza Yönelik Bilgi ve Davranışları

  • Rıza Çıtıl
  • Murat Özdemir
  • Serpil Poyrazoğlu
  • Elçin Balcı
  • Mualla Aykut
  • Yusuf Öztürk

Turk J Osteoporos 2007;13(3):0-0

 ÖzetAmaç: Günümüzde önemli bir halk sagligi sorunu olan osteoporoz, kemik kirilganliginin ve kirik olasiliginin artmasi ile karakterize yaygin bir iskelet sistemi hastaligidir. Bu arastirmada kadinlarin osteoporoza yönelik bilgi ve davranislarinin degerlendirilmesi amaçlanmistir. Hastalar ve Yöntem: Arastirma Kayseri Melikgazi Saglik Grup Baskanligi’na bagli 14 saglik ocagi bölgesinde 2006 yilinda gerçeklestirilmistir. Arastirmaya katilmayi kabul eden 18 yas ve üzeri 800 kadin evlerinde ziyaret edilerek, osteoporoza yönelik bilgi ve davranis sorulari ile osteoporoz risk faktörlerini içeren anket formu uygulanmistir. Bulgular: Istatistiksel analizde Ki-kare testi kullanilmistir. Katilimcilarin %74.6’si 18-49 yas grubunda, %49.0’i ilk ve ortaokul mezunu, %83.5’i ev kadini, %29.8’i menopozdadir. Kadinlarin osteoporoza yönelik bilgi düzeyleri düsük olup, bilgi düzeyi egitim düzeyi yükseldikçe anlamli olarak artarken, yas arttikça anlamli olarak azalmaktadir (pSonuç: Osteoporozda temel yaklasim korunma olup, kadinlarin osteoporoza yönelik bilgi düzeylerini arttirmak için egitime agirlik verilmelidir. Bu konuda saglik personeline daha çok görev düsmekte olup; tüm saglik personeli osteoporoz risk faktörleri, tani, tedavi ve komplikasyonlari konusunda egitilmelidir. (Osteoporoz Dünyasindan 2007;13:60-6)Anahtar kelimeler: Osteoporoz, bilgi ve davranis, kadinlarSummaryAim: At the present day osteoporosis is an important subject of public health concern. Osteoporosis is a systemic skeletal disorder, which is characterized by increased bone fragility and increased fracture risk. The aim of this study was to evaluate women’s knowledge and attitude about osteoporosis. Patients and Method: The study was performed in 2006 at Kayseri Melikgazi Health Group Headship’s 14 village clinic area on 800 women over 18 years old who accepted to join this study. It is performed by home visits with a descriptive questionnaire which concernes knowledge, attitude and risk factors about osteporosis. Results: Women merge in the study, 74.6% is at 18-49 age group, 49.0% is first and second degree graduated, 83.5% is housewife and 29.8% is at menaposis. Women’s knowledge level about osteoporosis is low, knowledge level is on increase with education levels increase and it is significant and it decreases significantly by the age increases (pConclusion: Basic approach at osteoporosis is protection, therefore it must be focused on education to raise women’s knowledge level about osteoporosis. Health professionals must act more in this head, and all should be educated about osteoporosis risk factors, diagnose, threatment and complications. (From the World of Osteoporosis 2007;13:60-6)Key words: Osteoporosis, knowledge and attitude, women

Giris

Osteoporoz, kemik erimesi olarak da bilinen, kemik kütlesinde azalma ve bunun sonucunda artmis kirik riski ile karakterize en sik görülen metabolik kemik hastaligidir (1). En önemli halk sagligi sorunlarindan biri olan osteoporoz, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalik olup, günümüzde önemli bir ekonomik ve sosyal problem haline gelmistir. Çagimizin eristigi teknolojik düzey, insan yasamini uzatip, yasam kalitesini arttirirken beraberinde az hareketli, sedanter bir yasam biçimi sunmustur. Bu durumda osteoporoz ve sonuçlarindan etkilenen insan sayisinda artisla birlikte osteoporozun hem kendisine hem de önemli komplikasyonu olan kiriklarin tedavisine yönelik olarak yapilan yatirimlar ve isgücü kaybinin maliyeti, ülkelerin önemli sorunu olarak gündeme gelmektedir (2,3). Kirik riskini artiran osteoporoz, özellikle yaslilarda morbidite ve mortalitenin önde gelen nedenlerindendir (4). Osteoporoz, yasam süresinin giderek uzadigi toplumlar için üzerinde durulmasi gereken ve gittikçe de önem kazanan bir saglik sorunu olmustur (5). Hastalik Amerika Birlesik Devletleri’nde her yil 1.5 milyon kirik olgusuna ve 13.8 milyar dolara mal olmaktadir. Toplum sagligi ve artan tedavi maliyetlerinin etkisi ile tüm dünyada osteoporozun tedavisinden çok, önlenmesi yönündeki çalismalar agirlik kazanmistir (6).Osteoporoz kronik hastaliklar içinde degerlendirilen önemli bir kadin sagligi sorunudur, çünkü bu sorunu yasayanlarin %80’ini kadinlar olusturmaktadir. Osteoporoz sadece kadinlarda degil, erkeklerde hatta çocuklarda da görülebilmektedir. Öyle ki kadinlar arasinda tüm yasamlari boyunca osteoporoza bagli kirik meydana gelme riski %40’a yakinken, bu risk erkeklerde sadece %13’tür (7). Bir kadinin osteoporoz nedeniyle kalça kirigi riskinin; meme, uterus ve over kanserlerinin toplam riskine ve kalça kirigindan ölüm riskinin meme kanserinden ölüm riskine esit oldugu ortaya konmustur (1). Tüm dünyada yasam süresinin ve dolayisiyla yasli nüfusunun artmasi sonucunda 1990 yilinda 1.7 milyon olan kalça kiriginin, 2050 yilinda 6.3 milyona çikacagi ön görülmektedir.Osteoporoz multifaktöriyel olarak olusan bir klinik tablodur. Komplikasyonlar ortaya çikmadan tani konmasi zor bir hastalik olmasi nedeniyle osteoporoz riskini tanimlayacak metotlara ihtiyaç duyulmaktadir. Bu metotlardan en kolayi risk faktörlerinin belirlenmesidir. Osteoporozda risk faktörlerinden bazilari (8); ileri yas, kadin cinsiyet, düsük vücut agirligi, geç menars, erken menopoz, nulliparite, amenore hikayesi, bireyin kendisinde veya ailesinde osteoporoza bagli kirik hikayesi , günes isigindan yeterli yararlanamama, kalsiyumdan fakir, proteinden zengin beslenme, sigara, alkol ve kahve tüketimi, immobilizasyon, sedanter yasam ve kemik metabolizmasi üzerine etkili ilaç kullanimidir. Osteoporozun tanisinda kesin olan biyokimyasal testler yoktur, ancak biyokimyasal markerler, radyografi ve kemik mineral dansitesi osteoporoz tanisinda yardimci olur (2). Kemik mineral dansitesi testleri, osteopeni ve kirik riskini belirlemede seçiciligi ve hassasiyeti en yüksek olan testlerdir (2).Dünya nüfusunun giderek yaslandigi göz önüne alinirsa sorunun giderek büyüyecegi açiktir. Bu nedenle osteoporozla ilgili klinik ve deneysel çalismalar artmaktadir. Çalismalarin çogu osteoporozun önlenmesine yöneliktir. Osteoporozun önlenmesinde ilk basamak, en fazla riske sahip olan grubu tanimlamak ve özellikle bu grup için önleyici tedbirler almaktir (1). Ülkemizde ortalama yasam süresinin uzamasi, Türk kadinlarinin bir çok risk faktörünü bir arada tasimalari nedeniyle ülkemiz için de osteoporozun erken tani ve koruyucu tedaviyi gerektiren önemli bir saglik sorunu oldugu düsünülmektedir (9). Osteoporozun önlenebilir bir hastalik olmasi, toplumun çocukluk çagindan itibaren bu konuda bilinçlendirilmesinin önemini ortaya koymaktadir.Bu arastirma Kayseri Melikgazi Egitim Arastirma Saglik Grup Baskanligina bagli 14 saglik ocagi bölgesinde 18 yas ve üzeri kadinlarin osteoporoz hakkindaki bilgilerini ve osteoporoza iliskin davranislarini degerlendirmek amaciyla yapildi.


Gereç ve Yöntem

Arastirma Kayseri Melikgazi Egitim Arastirma Saglik Grup Baskanligina bagli 14 saglik ocagi bölgesinde Eylül-Kasim 2006’da gerçeklestirildi. 18 yas ve üzeri 800 kadinin arastirma kapsamina alinmasi planlandi. Örnek büyüklügü hesabi p:0.50 d:0.05 a:0.05 kabul edilerek en az 742 olarak hesaplandi. Saglik ocaklarinin nüfusu göz önünde bulundurularak planlanan örnegin 25’erlik 32 kümeden olusturulmasi kararlastirildi. Her saglik ocagi nüfusuna göre küme sayisi ve baslangiç adresleri belirlendi. Bu adreslerden baslamak üzere sirasi ile haneler ziyaret edilerek, hanede bulunan 18 yas ve üzeri kadinlardan arastirmaya katilmayi kabul edenlere yüz yüze görüsme yöntemi ile anket uygulandi. Anket formu arastirmacilar tarafindan osteoporoz ile ilgili literatür taranarak olusturulmus olup, osteoporoza yönelik bilgi ve davranis sorulari ile osteoporoz risk faktörlerini içeren 32 sorudan olusuyordu. Osteoporoz bilgi düzeyleri ile ilgili sorulara verilen cevaplar “bilmiyor, kismen biliyor ve biliyor” seklinde gruplandirildi. Çalismamizda katilimcilara osteoporoz tanisi konulup konulmamasi “Size doktor tarafindan kemik erimesi teshisi konuldu mu?” sorusuna verilen cevaba göre belirlendi. Cevaplar tamamen katilimcilarin kendi ifadesine göre olup, çalismamizda osteoporoz tanisi koymak için herhangi bir yöntem uygulanmadi. Ayrica “Size kemik ölçümü yapildi mi?” sorusuna verilen cevaba göre katilimcilarin ne kadarina kemik dansitesi ölçümü yapildigi belirlendi. Kadinlarin vücut yapilarini belirlemek amaciyla boy ve bilek çevresi ölçümleri mezru ile yöntemine uygun olarak yapildi. Boy / bilek çevresi >11.0 cm olanlar ince yapili, 11.0-10.1 cm olanlar normal yapili ve <10.1 cm olanlar iri yapili olarak degerlendirildi.Elde edilen veriler bilgisayarda SPSS 13.0 programinda degerlendirildi. Istatistiksel analizlerde ki-kare testi kullanildi.


Bulgular

Arastirmaya alinan kadinlarin %74.6’si 18-49 yas grubunda, %81.0’i evli, %49.0’u ilk ve ortaokul mezunu, %83.5’i ev kadinidir. Kadinlarin %66.8 ‘i halen adet görmekte olup, adet görmeyen toplam 254 kadinin %94.1’i menopoz, %3.5’i gebelik ve %2.4’ü emzirme nedeniyle adet görmemektedir. Su an menopozda olan 239 kadinin %87.0’i kendiliginden, %13.0’i operasyon sonucunda menopoza girmistir. Menopozda olanlarin sadece %16.7’si (40 kadin) menopoz nedeniyle hormon tedavisi almaktadir. Arastirma kapsamina alinan kadinlarin osteoporoz hakkindaki bilgileri egitim düzeyi ile belirgin bir sekilde artmaktadir. Egitim düzeyi arttikça; osteoporozun tanimini, nedenini, tani yöntemlerini, önemli bir hastalik oldugunu ve osteoporozdan ölüm olabilecegini bilme orani artmaktadir. Osteoporoz bilgi düzeyi ile egitim durumu arasinda istatistiksel olarak anlamli bir iliski vardir (p<0.05) (Tablo 1).Tablo 2’de görüldügü gibi; arastirma kapsamina alinan kadinlarin yas gruplarina göre osteoporozun taniminin bilinmesi açisindan anlamli bir fark mevcut olup, yas arttikça osteoporozun tanimini bilenlerin oraninda azalma vardir (p<0.05). Yine kadinlarin yas gruplarina göre osteoporozun nedenini bilme durumu açisindan anlamli bir fark mevcut olup, yas arttikça osteoporozun nedenini bilme durumunda azalma vardir (p<0.05). Osteoporozun tani yöntemlerini bilme durumunda yas gruplarina göre anlamli bir fark bulunamamistir. Kadinlarin %78.3’ü osteoporozun önemli bir hastalik oldugunu ifade ederken, yas arttikça osteoporozun önemli bir hastalik oldugunu bilmeyenlerin orani anlamli olarak artmaktadir (p<0.05).Katilimcilarin %46.6’si osteoporozun nelere yol açtigini bilmedigini; %28.0’i kiriklara, %13.9’u agriya, %6.9’u boy kisaligina ve %4.6’si da sekil bozukluguna neden oldugunu belirtmislerdir. Arastirma kapsamina alinan kadinlardan osteoporoz tanisi alanlarin %85.8’i; almayanlarin ise %77.2’si osteoporozun önemli bir hastalik oldugunu düsünmektedir. Ancak gruplar arasinda istatistiksel olarak anlamli bir fark yoktur.Arastirmaya alinan kadinlarin %12.3’ü (98 kadin) osteoporoz tanisi aldigini, %29.8’i (239 kadin) menopozda oldugunu ifade etmistir (Tablo 3). Menopozda olan kadinlarin %34.7’si, olmayanlarin ise %2.7’si osteoporoz tanisi almistir. Menopozda olma ile osteoporoz tanisi alma durumu arasinda istatistiksel olarak anlamli bir iliski vardir (5). Iki ve daha az dogum yapan kadinlarin %5.0’i osteoporoz tanisi almisken, üç ve üzeri dogum yapanlarda bu oran %21.0’a yükselmekte olup, gruplar arasindaki fark anlamlidir (5). Katilimcilarin %31.9’unun ailesinde osteoporoz hikayesi vardir. Osteoporoz tanisi alanlarin orani ailesinde osteoporoz hikayesi olanlarda %12.2, olmayanlarda %12.3’tür. Aile hikayesi ile osteoporoz tanisi arasinda anlamli iliski yoktur. Arastirmamizda süt ve yogurt tüketimi ve tuz kullanimi ile osteoporoz tanisi alma durumu arasinda istatistiksel olarak anlamli iliski yoktur. Arastirma grubundaki kadinlarin %17.1’inin halen sigara kullandigi, %7.0’inin sigarayi birakmis oldugu, %2.3 gibi az bir kisminin alkol kullandigi, %13.4’ünün her yaz denize gittigi bulunmustur. Katilimcilarin %32.6’sinin (261 kadin) saglik için egzersiz veya yürüyüs yaptigi; ne siklikta yaptigi soruldugunda %46.0’i (120 kadin) her gün düzenli, %14.9’u (39 kadin) gün asiri ve %39.1’i (102 kadin) daha seyrek cevabini vermistir. Dolayisiyla her gün düzenli egzersiz veya yürüyüs yaptigini ifade edenler tüm katilimcilarin %15.0’i (120 kadin) dir. Sigara ve alkol kullanma, egzersiz, deniz ve günes banyosu yapma ile osteoporoz tanisi alinmasi arasinda istatistiksel olarak anlamli bir iliski bulunamamistir.Arastirmaya alinan kadinlarin %69.5’i açik tenli, %30.5’i ise esmer tenli olup; açik tenli olanlarin %12.2’si , esmer tenli olanlarin %12.3’ü osteoporoz tanisi almistir. Vücut yapisi yönünden incelendiginde ise %10.4’ünün ince, %89.6’sinin ise normal ve iri yapili oldugu bulunmustur. Ince yapili olanlarin %13.3’ü, normal ve iri yapili olanlarin ise %12.1’i osteoporoz tanisi almis olup; ten rengi ve vücut yapisi ile osteoporoz tanisi alma durumu arasinda istatistiksel olarak anlamli bir iliski bulunamamistir.Katilimcilarin %11.5’inde (92 kadin) en az bir kez kirik hikayesi vardir. Kiriklarin %52.2’si 18 yasin altinda, %29.3’ü 18-49 yas , %13.0’i 50-64 yas ve %5.4’ü de 65 ve üzeri yastayken geçirilmistir. Kirik hikayesinin genç yas gruplarinda daha sik oldugu bulunmustur. Bu kiriklarin nedenleri soruldugunda; %84.8’i düsmeye bagli,%9.8’i trafik kazasina bagli, %5.4’ü ise diger nedenlere bagli kirik oldugunu belirtmislerdir. Kiriklarin hangi bölgelere ait olduguna bakilacak olursa; %34.8’i kol, %28.3’ü el ve ayak, %19.6’si bacak, %8.7’si kalça, %6.5’i omuz ve %2.2’si vertebra kirigidir. Kadinlarin %12.3’üne osteoporoz tanisi konulmus olup, tani alanlarin sadece % 39.8’i osteoporoz nedeniyle ilaç kullanmaktadir. Osteoporoz nedeniyle ilaç kullananlarin %18.0’i 18-49 yas, %51.3’ü 50-64 yas ve %30.7’si 65 ve üzeri yas grubundadir. Kullanilan ilaçlar osteoporoza yönelik en çok kullanilan ilaçlarla ilgili yapilan literatüre göre gruplandirildiginda, kadinlarin %46.6’si kalsiyum, %43.1’i D vitamini, %19.0’u bifosfanat, %13.8’i kalsitonin, %5.2’si hormon replasman tedavisi kullandigini ifade etmistir. Arastirma kapsamina alinan kadinlarin %36.1’inin (289 kadin) daha önceden osteoporoz hakkinda bilgi almis oldugu bulunmustur. Önceden bilgi almis olanlarin bilgi aldiklari kaynaklar sirasiyla %44.2 televizyon ve radyo, %34.1 saglik personeli (doktor, hemsire, ebe), %10.0 kitap ve dergi, %11.7 diger kaynaklar (internet, eczaci vb) ‘dir.


Tartisma

Düsük kemik kütlesi ve kemik dokusunun mikro yapisinin bozulmasi sonucu kemik kirilganliginin ve kirik olasiliginin artmasi ile karakterize yaygin bir iskelet sistemi hastaligi olan, bu nedenle de önemli bir kadin sagligi sorunu olarak bilinen osteoporoza yönelik kadinlarin bilgi ve davranislarini belirlemek amaciyla yapilan bu arastirmaya göre; kadinlarin %74.6’si 18-49 yas grubunda, %81.0’i evli, %49.0’u ilk ve ortaokul mezunu, %83.5’i ev kadinidir. %46.1’inin osteoporozun tanimini bilmedigi, %41.8’inin kismen bildigi, sadece %12.1’inin osteoporozun ne oldugunu tam olarak bildigi bulunmustur (Tablo1).Osteoporozu tanimlamaya yönelik tetkiklerin en kolayi risk faktörlerinin belirlenmesidir (10). Kadinlarin çogunda kirik olusana kadar herhangi bir semptom ortaya çikmayabilir.Bu nedenle kemik mineral yogunlugunun ve diger risk faktörlerinin erken dönemde belirlenmesi koruyucu saglik hizmetlerinin geregidir. Osteoporoza yönelik risk faktörlerinin önlenmesi tüm kadinlarin egitilmesiyle kolay olacaktir. Arastirma kapsamina alinan kadinlarin osteoporozun tanimini bilme durumu egitim düzeyi ile belirgin bir sekilde artmaktadir. Ilkokulu bitirmeyenlerin hiçbirisi osteoporozun tanimini tam olarak bilmezken, lise ve üniversite mezunu olanlarda bu oran %28.0 bulunmustur (Tablo 1). Aksu ve arkadaslarinin 2003 yilinda yaptigi osteoporoz, egitim durumu ve farkindalik düzeyi arastirmasinda (9) osteoporoz hakkinda bilgisi olanlarin %64.5’inin üniversite mezunu oldugu, sadece %2.1’inin ilkokulu bitirmedigi bulunmustur. Magnus ve arkadaslari (11) tarafindan yapilan çalismada da osteoporoz bilgisinin egitim düzeyi ile direkt olarak iliskili oldugu saptanmistir. Tezcan ve arkadaslarinin (12) yaptigi, %9.1’inin üniversite mezunu oldugu kadinlar üzerinde yapilan arastirmada, kadinlarin %86.2’sinin osteoporoz tanimini bilmedigi; %95.0’inin üniversite mezunu oldugu kadin ögretmenler üzerinde yapilan arastirmada ise sadece %7.5’inin osteoporoz tanimini bilmedigi bulunmus olup, bu fark ögretmenlerin egitim düzeyinin diger çalismaya katilan kadinlardan yüksek olmasina baglanmistir. Arastirmamizda egitim seviyesi arttikça; osteoporozun tani yöntemlerini bilme orani, osteoporozun önemli oldugunu düsünme orani ve osteoporozdan ölüm oldugunu bilme orani artmaktadir (Tablo 1). Arastirmaya alinan kadinlarin yas gruplari arasinda osteoporozun tanimini bilme durumu ve osteoporozun neden olustugunu bilme durumu açisindan anlamli bir fark mevcut olup, yas arttikça hem osteoporozun tanimini hem de neden olustugunu bilenlerin oraninda azalma vardir (Tablo 2). Bu durum arastirmaya katilan 18-49 yas grubundaki kadinlarin %5.7’sinin, 65 yas ve üzeri kadinlarin ise %76.9’unun ilkokulu bitirmemis oldugu için, yasin artmasiyla egitim düzeyinin azalmasina baglanabilir.Katilimcilarin %46.6’si osteoporozun nelere yol açtigini bilmedigini; %28.0’i kiriklara, %13.9’u agriya, %6.9’u boy kisaligina ve %4.6’si da sekil bozukluguna neden oldugunu belirtmislerdir. Eryavuz ve arkadaslarinin yaptigi çalismada (13) osteoporoz hakkinda bilgisi olanlara osteoporozun belirtileri soruldugunda %35.0’i herhangi bir bilgisi olmadigini söylemis; en sik görülen belirtinin, bizim çalismamizda da oldugu gibi, kirik (%30.0) oldugu, daha sonra bel agrisi (%23.0) ve boy kisalmasi (%20.0)’nin görüldügü bulunmustur.Arastirma kapsamina alinan kadinlarin %36.1’inin daha önceden osteoporoz hakkinda bilgi almis oldugu bulunmus olup, bilgi aldiklari kaynaklar sirasiyla %44.2 görsel basin (televizyon ve radyo), %34.1 saglik personeli (doktor, hemsire, ebe), %10.0 yazili basin (kitap ve dergi), %11.7 diger kaynaklar (internet,eczaci vb)’dir. Juby ve arkadaslarinin yaptiklari çalismada (14) bireylerin %89unun osteoporoz hakkinda bilgi sahibi oldugu saptanmis;ana bilgi kaynagi olarak televizyon, yazili basin ve arkadaslar belirtilmis, doktorlar ise besinci sirada yer almistir. Garton ve arkadaslarinin yaptigi çalismada (15) ise hastalarin %84.0inin osteoporoz hakkinda bilgisi oldugu saptanmistir. Bilgi kaynagi en sik yazili basin, daha sonra ise arkadaslar, televizyon ve aile hekimi olarak siralanmistir. Aksu ve arkadaslarinin yaptigi çalismada (9) ise hastalarin %44.3ünün osteoporoz konusunda bilgisi oldugu bulunmustur. Osteoporoza iliskin bilgi kaynaklari soruldugunda ilk sirada radyo, televizyon, ikinci sirada gazete ve dergiler, üçüncü sirada brosür ve toplantilar ve dördüncü sirada ise doktorlar gelmektedir. Arastirmamizin sonuçlari göstermistir ki arastirmaya katilan kadinlarin osteoporoz konusundaki bilgileri sözü edilen çalismalara göre düsüktür ve kadinlarin osteoporoz konusunda bilgiyi en çok saglik personelinden almasi gerekirken, ilk sirada görsel basin yoluyla elde ettigi belirlenmistir. Ingiltere’de yapilan bir çalismada pratisyen hekimlerin tip egitimi sirasinda osteoporozla ilgili yeterli bilgiyi edinmedikleri ortaya çikmistir (16).Kirik olusumu osteoporozda çok önemli olup, osteoporoza bagli mortaliteden esas olarak kiriklar sorumludur. Chirschilles ve arkadaslarina göre (17) kalça kirigi olan kadinlardan %10.0’i günlük yasam aktivitelerini gerçeklestirebilmek için baskalarinin yardimina gerek duymakta iken, %19.0’i uzun süreli bakim gereksinmektedir. Arastirmamizda katilimcilarin %11.5’inde daha önceden kirik oldugu tespit edilmistir. Genç yas grubunda kirigin daha fazla görüldügü bulunmustur. Önceden kirik gelisimi tekrar kirik gelismesi için risk faktörüdür (18). Arastirmamizda önceden geçirilmis kiriklarin en çok düsmeye bagli oldugu, en sik kirik bölgesinin ise kol oldugu ifade edilmistir.Katilimcilarin % 12.3’ü osteoporoz tanisi aldigini ifade etmistir. 0steoporoz tanisi alan ve almayanlar arasinda osteoporozun tanimini bilme açisindan anlamli bir iliski bulunamamistir. Biri ve arkadaslarinin (19) yaptiklari çalismada, kadinlarin %10.7’sinin daha önce osteoporoz tanisi aldigini belirttigini ve bunlarin \Kemik erimesi nedir\ sorusuna tani almayanlara göre daha yüksek oranda (%60.6 / %45.3) dogru cevap verdikleri saptanmistir (p<0.001). Arastirmamiza alinan kadinlarin %31.9‘unun ailesinde osteoporoz hikayesi vardir. Bunlarin %12.2’sine osteoporoz tanisi konmustur. Aile hikayesi ile osteoporoz tanisi arasinda anlamli iliski bulunamamistir. Aksu ve arkadaslarinin (9) yaptigi çalismada ise ailede osteoporoz hikayesi olanlarda osteoporoz sikliginin olmayanlara göre anlamli derecede fazla oldugu görülmüstür.Genetik yapi osteoporozda önemli olup, ailesinde özellikle de anne ve teyzesinde osteoporoz öyküsü olanlarda osteoporoz riskinin yüksek oldugu bilinmektedir (20). Saglikli kemiklere sahip olabilmek için en önemli mineral kalsiyumdur. Arastirmamizda süt ve yogurt tüketim sikligi ve tuz kullanimi ile osteoporoz tanisi alma durumu arasinda anlamli iliski bulunmamistir (Tablo 3). Bir çok çalismada sigaranin kemik yogunlugunu azaltarak osteoporoza neden oldugu bulunmus olup,bu olumsuz etkiye daha çok kadinlarda rastlanilmaktadir (21). Kanis ve arkadaslarinin yaptigi çalismada da sigara içenlerde içmeyenlere göre osteoporoz riskinin belirgin olarak arttigi vurgulanmaktadir (22). Pasif sigara içiminin de osteoporoz riskini arttirdigi bilinmektedir (23). Arastirmamiza alinan kadinlarin %17.1’i halen sigara kullanmakta olup,sigara kullanimi ile osteoporoz tanisi alma durumu arasinda anlamli iliski yoktur. Bu durum sigara içmeyen kadinlarin pasif sigara içimine maruz kalmalarindan kaynaklanabilir. Alkol kullanan kadinlarda osteoporoz riski yüksek olup,alkol kullanimi kalsiyum ile ilgili hormonlari etkileyerek kemik yapimini ve kemik kütlesini azaltmaktadir (20). Arastirmamizda kadinlarin %2.3’ü alkol kullanmakta olup,alkol kullanimi ile osteoporoz tanisi alma durumu arasinda anlamli iliski bulunmamistir. Hareketsiz yasam biçimi kemik kütlesini azaltarak osteoporoza neden olur. Arastirmamizda katilimcilarin %32.6’sinin saglik için egzersiz veya yürüyüs yaptigi, egzersiz veya yürüyüs yapanlarda yapmayanlara göre osteoporoz tanisinin daha fazla oldugu bulunmustur. Bu durum, kadinlarin osteoporoz tanisi aldiktan sonra düzenli egzersiz yapmaya baslamalarindan kaynaklanabilir. Açik tenli kisilerde osteoporoz riski yüksek oldugu bilinmesine ragmen, arastirmamizda ten rengi ile osteoporoz tanisi alma durumu arasinda anlamli iliski bulunamamistir. Benzer sekilde ince yapili kadinlarda osteoporoz riski yüksek oldugu bilinmesine karsilik, arastirmamizda ince yapili kadinlarda osteoporoz tanisi alma orani almayanlara göre hafif yüksektir, ancak gruplar arasindaki fark istatistiksel olarak anlamli degildir. Arastirmamiza alinan kadinlardan osteoporoz tanisi alanlarin %39.8’i osteoporoza yönelik ilaç kullanmaktadir. Osteoporoza yönelik ilaç kullanimi en çok 50-64 yas grubundadir. En çok kullanilan ilaçlar kalsiyum (%46.6) ve D vitamini (%43.1)‘dir. Aksu ve arkadaslarinin (9) yaptigi çalismada osteoporozlu hastalarin %78.0’inin ilaç kullandigi, en çok kullanilan ilaçlarin ise alendronat (%29.0) ve kalsiyum (%27.0) oldugu bulunmustur. Sonuç olarak; arastirma kapsamindaki kadinlarin; osteoporozun tanimini, nedenini, tani yöntemlerini, önemini ve ölüm nedeni olabilecegini bilme oranlari düsüktür. Osteoporoz konusundaki bilgi düzeyleri kadinlarin egitim düzeyi yükseldikçe anlamli olarak artarken, yas arttikça anlamli olarak azalmaktadir. Menopoz durumu ve dogum sayisi ile osteoporoz tanisi alma durumu arasinda istatistiksel olarak anlamli bir iliski bulunmasina karsilik; aile hikayesi, süt ve yogurt tüketimi, sigara, alkol kullanma, egzersiz yapma, deniz ve günes banyosu yapma durumlari, ten rengi ve vücut yapisi ile osteoporoz tanisi alma durumu arasinda istatistiksel olarak anlamli bir iliski bulunamamistir. Osteoporoz tanisi alanlarin yarisindan daha azi ve en çok da 50-64 yas grubu osteoporoza yönelik ilaç kullanmaktadir. En çok kullanilan ilaçlar kalsiyum ve D vitaminidir. Kirik hikayesi genç yas grubunda daha sik ve en çok düsmeye baglidir. Kadinlarin %36.1’i önceden osteoporoz konusunda bilgi almistir. En sik bilgi alinan kaynak televizyon ve radyo olup, saglik personeli daha sonra gelmektedir. Bu çalismadan elde edilen sonuçlara göre su önerilerde bulunabiliriz;Kadinlarin osteoporoza yönelik bilgi düzeylerini arttirmak için hem örgün egitime hem de saglik egitimine agirlik verilmelidir. Osteoporozun önlenmesinde saglik personeline fazla görev düsmekte olup;tüm saglik personeli osteoporoz tani, tedavi ve komplikasyonlari konusunda egitilmelidir. Osteoporoz için bilinen risk faktörleri olan dogum sayisi, menopoz, yeterli kalsiyum ve D vitamini alinmasi, sigara, alkol, egzersiz konularinda gerekli önlemler alinmalidir. Osteoporozda temel yaklasim korunma olup, egitim öncelikli amaci olusturur.