GIRIS VE AMAÇ
Osteoporoz vertebra, kalça ve önkol kiriklarina neden olmasi nedeniyle önemli bir toplum sagligi sorunudur. Bu sorun hastalarda sakatlik olusumuna ve ciddi boyutlara varabilen saglik giderlerine yol açmaktadir. Osteoporoz ve beraberinde ortaya çikan bu sorunlarin önlenmesi erken tani ile mümkün olabilir (1). Osteoporoz tanisinda yaygin kullanilan bazi radyolojik ve laboratuvar yöntemleri bulunmaktadir. Dual enerji X isini absorbsiyometrisi (DXA), kantitatif bilgisayarli tomografi (QCT), kantitatif ultrason (QUS) ve bazi kemik formasyon, rezorpsiyon markerlari baslica tani yöntemleridir (2,3). Yaygin halk sagligi sorunu olan osteporozun erken tanisi için bu yöntemlerden yararlanilabilir. Ancak bu yöntemler ile genis halk kitlelerinin taranmasi, osteoporotik kiriklarin neden oldugu saglik giderleri kadar ciddi ekonomik yük meydana getirebilir. Osteoporoz gelisme olasiligini arttiran ve risk faktörü olarak tanimlanan bazi kisisel özellikler osteoporoza egilimli kisilerin belirlenmesinde yardimci olabilir (1). Anket tarzinda yapilan bu uygulamanin hiçbir ekonomik yükü yoktur. Risk altindaki kisilerde gerçekten osteoporoz olup olmadigi yukarida belirtilen tani yöntemleri ile kesinlestirilebilir. Bu çalismanin amaci, osteoporoz risk faktörlerinin kemik kaybi olan kisileri belirlenmesinde katkisini arastirmakti.
MATERYAL VE METOD
Çalismaya 445 kadin olgu alindi. Bu olgularin yas ortalamasi 53.1 ± 12.0, vucut agirligi 73.1 ± 11.7 kg, boyu 1.60 ± 0.05 m, vücut kitle indeksi 28.2 ± 4.4 kg/m2 idi.Tüm olgularda Tablo 1’de belirtilen osteoporoz risk faktörleri sorgulandi ve kantitaif ultrason ile kemik kaybi olan olgular tespit edildi. T skoru -1’in altinda ise kemik kaybi olarak kabul edildi.Istatistiksel analiz SPSS for windows (ver 10) ile yapildi. Tanimlayici istatistik (aritmetik ortalama, standart sapma, frekans) kullanildi. Yüzde 95 güven sinirlari içinde risk orani hesaplandi. Risk faktörleri ile kemik kaybini açiklayacak bir model olusturmak üzere ikili lojistik regresyon analizi yapildi.
BULGULAR
Risk faktörlerini tasimayan olgu sayisi 144 (% 32.4), bir risk faktörü tasiyan 152 (% 34.2), iki risk faktörü tasiyan 104 (% 23.4), üç risk faktörü tasiyan 45 (% 10.1) idi (Tablo 1).Kemik kaybi ile en sik birliktelik gösteren risk faktörleri, 3 cm’den fazla boy kaybi, uzun süreli kortizon kullanimi, 12 aydan uzun amenore seklinde siralanmaktadir. Sigara içenlerde kemik kaybi olmadigi saptanmistir (Tablo 2).Olgulardan 68 (% 15.3)’ünde kemik kaybi saptandi. En az bir risk faktörü pozitif ve kemik kaybi olan olgu sayisi 55 (% 12.3) idi. Risk faktörü tasimayan ve kemik kaybi olmayan olgu sayisi ise 131 (% 29.4) idi. Iki yöntem arasinda uyum olmadigi saptandi (Kappa orani 0.065 p=0.011). Kemik kaybinin risk faktörü tasiyanlarda 1.24 kat daha sik oldugu görüldü (RR= 1.24 %95 CI: 1.08 - 1.42) (Tablo 3).Kemik kaybi riskinin, boyu 3 cm’den fazla kisalanlarda, daha az kisalanlara göre 2.136 kat, 12 aydan uzun süreli amenore görenlerde normal adet görenlere göre 1.413 kat daha fazla oldugu saptandi. Ancak, sorgulanan bu risk faktörlerine dayali olarak kemik kaybini açiklayacak istatistiksel olarak geçerli regresyon modeli olusturulamadi (Tablo 4). Bu risk faktörlerine ilaveten yas ve kilo modele eklendiginde, yasin kemik kaybi üzerinde olumsuz etkisi oldugu saptandi (Tablo 5).
TARTISMA
Bu çalismada, osteoporoz gelisiminde, ailede kalça kirigi, kendisinde kirik, uzun süreli kortizon kullanimi, 3 cm’den fazla boy kaybi, alkol ve sigara kullanimi, sik ishal, erken menopoz ve 12 aydan uzun amenore risk faktörü olarak alindi (1,2,3,4,2,3,4,5,2,3,4,5,6,2,3,4,5,6,7,2,3,4,5,6,7,8). Bu risk faktörleri içinde, kemik kaybi ile ensik birlikte olanlar sirasiyla 3 cm’den fazla boy kaybi, alkol kullanimi, uzun süreli kortizon kullanimi, 12 aydan uzun amenore ve erken menopoz idi. Genel olarak degerlendirildiginde, en az bir risk faktörü tasiyan olgularin % 12.3’ünde kemik kaybi saptandi. Buna karsin, en az bir risk faktörü tasidigi halde kemik kaybi olmayan olgu orani % 55.3 idi. Iki degerlendirme yönemi arasindaki uyumu gösteren kappa orani oldukça düsük olarak saptandi. Sorgulanan risk faktörleri disinda yas ve kilonun kemik kaybi üzerinde etkisi vardir (1). Bu çalismada yasin kemik kaybi üzerine olumsuz, vücut agirliginin ise olumlu etkisi oldugu saptandi. Ancak sorgulanan risk faktörlerine yas ve vucüt agirliginin eklenmesi kemik kaybini tam olarak açiklayacak model olusturulmasina yetmemistir. Bu bulgular çerçevesinde kemik kaybi olan olgularin saptanmasinda risk faktör sorgulamasinin yetersiz kaldigi görülmektedir. Bunun olasi nedenleri: Birincisi, sorgulanan bazi risk faktörlerinin osteoporoza neden olup-olmadigi tartismali olmasi, ikincisi kemik kaybina neden olabilen bazi faktörlerin gözden kaçma olasiligi, üçüncüsü kantitatif ultrasonun osteoporoz tanisi açisindan duyarlilik ve özgüllügü olabilir. Osteoporoz risk faktörleri esasen osteoporoz gelisme riski olan kisilerin belirlenmesi amaciyla kullanilmaktadir. Bu risk faktörlerine maruz kalan kisilerde belirli bir süre sonra osteoporoz gelisebilir. Ancak bazi risk faktörlerinin kemik kaybina neden oldugu konusunda fikir birligi yoktur. Bazi arastirmalarda alkol ve sigara kullaniminin risk faktörü oldugu, diger çalismalarda osteoporoz gelisiminde önemli etkileri olmadigi bildirilmektedir (4-10). Sigaranin risk faktörü olup olmamasinda belirleyici faktörlerden biri sigara içmedigi halde sigara içilen ortamlarda yasamak olabilir. Sigara içilen ortamda yasayanlarin osteoporoz riski altinda oldugu bildirilmektedir (11). Türk toplumunda kadinlar arasinda sigara kullanma orani, çalismamizda oldugu gibi, düsüktür. Ancak eslerinin sigara içme aliskanligi nedeniyle bu kadinlarin çogu dumanalti sartlarda yasamak zorunda kalmaktadir.Diabet, hipogonadizm gibi endokrin, kronik karaciger veya böbrek hastaligi gibi bazi sistemik hastaliklar osteoporoza neden olabilmektedir (12). Genis halk kitlelerininin tarandigi bu tür çalismalarda ayrintli klinik laboratuvar incelemeler yapilmamaktadir. Olgularin da farkinda olmayabilecegi bazi endokrin, metabolik hastaliklar sorgulama sirasinda gözden kaçmis olabilir.Kantitatif ultrasonun kemik kaybi tanisinda duyarliligi % 9-47, özgüllügü % 88-100 olarak bildirilmektedir (13,14). Kantitatif ultrasonun, DXA ile tanimlanan osteopeniyi tespit edilmesinde yetersiz kaldigi ve kemik kaybinin DXA ile daha iyi saptanabildigi bildirilmektedir (14). Dolayisiyla bazi olgularda kemik kaybi oldugu halde kantitatif ultrason ile saptanamayabilir. Çalismamizda en az bir risk faktörü tasidigi halde kemik kaybi olmayan olgu orani % 55.3 idi. Bu olgular arasinda, duyarliligi düsük olmasi nedeniyle kantitatif ultrason ile saptanamamis kemik kaybi bulunan olgular olabilir. Bu olasi durum, sorguladigimiz risk faktörleri ile kantitatif ultrason arasinda uyumsuzlugu neden olabilir.Sonuç olarak kemik kaybi riski tasiyan olgularin saptanabilmesi için genis spektrumlu risk faktör sorgulamasi yapilamasi gerektigi söylenebilir. Bu osteoporoz riski faktörlerinin önemi göstermek üzere DXA ile ölçümlerin yapilmasi daha saglikli sonuçlar verebilir.