Diğer

Osteoporoz Tanisi Alan Erkek Olgularin Özellikleri - Orijinal Arastirma

  • Ilknur Aktas
  • Selma Esen
  • Merih Saridogan
  • Sansin Tüzün
  • Ülkü Akarirmak

Turk J Osteoporos 2006;12(4):-

ÖzetAmaç: Osteoporoz poliklinigimizde izlenen erkek osteoporozlu olgularin özelliklerini irdelemekti.Gereç ve Yöntem: Poliklinigimizde 2004-2005 yillari arasinda izlenen erkek olgularin yas, egitim durumu, alkol, sigara ve kahve tüketimi, beslenme aliskanliklari, cinsel fonksiyonlari, kemige toksik ilaç kullanimi, ailesinde ve kendisinde düsük enerjili kirik varligi sorgulandi. Tam kan sayimi ve ayrintili biyokimyasal analizleri ve standart kemik mineral yogunlugu ölçümleri (DEXA, Hologic) yapildi.Bulgular: Çalismaya alinan 55 olgunun yas ortalamasi 61,7 ± 14,69 (yas araligi 22-85) idi. Olgularin %49,09'u yüksek, %29,09'u orta, %21,81'i ise ilkokul egitimi almisti. Alkol kullanmayanlar %78,2, günde bir kadeh kullananlar %5,5, haftada 2-3 kez 1 kadeh kullananlar %3,6 oranindaydi. Sigara kullanmayanlar %89 iken, %7,3 olgu günde 5'e kadar, %3,7'si ise daha fazla kullaniyordu. Günde 3 fincandan fazla kahve tüketenler %3,6, düzenli kalsiyumdan zengin gida alanlar %69,1, düzenli egzersiz yapanlar %49 oranindaydi. Olgularin %40'inda cinsel fonksiyon bozuklugu bulundu. Sekonder hastalik %67,3 olguda belirlenirken bunlarin %29,1'inde toksik ilaç kullanimi vardi. Ailede kirik hikayesi %10,9 olguda saptandi. Geçirilmis düsük enerji kirik ise %16,4 oranindaydi. Kemik mineral yogunlugu ölçümlerinde; total kalça T skoru: -2,19 ± 0,89, lomber 1-4 T skoru: -2,63 ± 0,80 olarak bulundu.Sonuçlar: Ileri yaslarda erkeklerde de osteoporozun mutlaka göz önünde bulundurulmasi gerektigini, etyolojik nedenler arasinda sekonder hastaliklar ve cinsiyet hormonlarinin etkili oldugu ve lomber bölgeyi daha çok etkiledigini söyleyebiliriz. (Osteoporoz Dünyasindan 2006;12:84-6)Anahtar kelimeler: Osteoporoz, erkeklerSummaryAims: Evaluating the characteristics of male osteoporosis cases followed up in outpatient clinic. Material and Methods: The age, education status, alcohol, cigarette and coffee consumption, and nutritive habits of the male cases followed up in outpatient clinic between 2004-2005 were evaluated. Usage of toxic drugs and low energy fracture presence in the patient and his family were recorded. Sexual function was evaluated. Total blood count, comprehensive biochemical analyses, and bone mineral density (BMD) measurement (DXA Hologic) were applied. Results: The mean age of the 55 study subjects was 61.7 ± 14.69 (age range: 22-85). 49.09% of the cases graduated from university, 29.09% high school, and 21.81% primary school. 78.2% of the cases were not using alcohol at all, 5.5% of them drinks alcohol one glass a day, and 3.6% of them have a few glasses a week. The nonsmokers were 89%, the ones that smokes up to 5 cigarettes a day were 7.3%, and the ones who smokes more than 5 cigarettes a day were 3.7%. The percentage of cases that drinks more than 3 cups of coffee a day were 3.6%, the people who receive calcium-rich food were 69.1%, and the regularly exercising people were 49%. 40% of the cases manifested sexual dysfunction. Secondary diseases were determined in 67.3% of cases and 29.1% of them had a history of toxic drug usage. The percentages of having fracture history in patients and their families were, respectively, 16.4% and 10.9%. Mean total hip densitometry value T-score was -2.19 ± 0.89, and Lumbar 1-4 T-score was -2.63 ± 0.80. Conclusion: We can affirm about osteoporosis that it should be considered in men at advanced ages, secondary diseases and sexual hormones play significant roles as etiologic causes, and it effects especially lumbar region. (Osteoporoz Dünyasindan 2006;12:84-6)Key words: Osteoporosis, men

Aims: Evaluating the characteristics of male osteoporosis cases followed up in outpatient clinic. Material and Methods: The age, education status, alcohol, cigarette and coffee consumption, and nutritive habits of the male cases followed up in outpatient clinic between 2004-2005 were evaluated. Usage of toxic drugs and low energy fracture presence in the patient and his family were recorded. Sexual function was evaluated. Total blood count, comprehensive biochemical analyses, and bone mineral density (BMD) measurement (DXA Hologic) were applied. Results: The mean age of the 55 study subjects was 61.7 ± 14.69 (age range: 22-85). 49.09% of the cases graduated from university, 29.09% high school, and 21.81% primary school. 78.2% of the cases were not using alcohol at all, 5.5% of them drinks alcohol one glass a day, and 3.6% of them have a few glasses a week. The nonsmokers were 89%, the ones that smokes up to 5 cigarettes a day were 7.3%, and the ones who smokes more than 5 cigarettes a day were 3.7%. The percentage of cases that drinks more than 3 cups of coffee a day were 3.6%, the people who receive calcium-rich food were 69.1%, and the regularly exercising people were 49%. 40% of the cases manifested sexual dysfunction. Secondary diseases were determined in 67.3% of cases and 29.1% of them had a history of toxic drug usage. The percentages of having fracture history in patients and their families were, respectively, 16.4% and 10.9%. Mean total hip densitometry value T-score was -2.19 ± 0.89, and Lumbar 1-4 T-score was -2.63 ± 0.80. Conclusion: We can affirm about osteoporosis that it should be considered in men at advanced ages, secondary diseases and sexual hormones play significant roles as etiologic causes, and it effects especially lumbar region. (Osteoporoz Dünyasindan 2006;12:84-6)Key words: Osteoporosis, men


Osteoporozun daha çok kadinlarda görülen bir hastalik olarak düsünülmesi nedeniyle erkek osteoporozu hakkindaki bilgiler sinirli kalmistir. Osteoporoz erkeklerde ihmal edilen ve gözden kaçan bir saglik problemidir (1). Kadinlarda oldugu gibi erkeklerde de önemli bir toplumsal saglik problemi haline gelmesinin nedeni kirikla sonuçlamasi, buna bagli morbidite ve mortalitede artis ve tedavi maliyetleridir (2). Yasa bagli kalça kirigi ve vertebral kirik prevalanslari kadinlarin en az yarisi kadardir (3). Yas faktörü yaninda erkek hastalarda sekonder nedenler etyolojide önemli rol oynar (4). Erkeklerde osteoporoz ve kirik risk faktörleri arasinda daha önceki kirik, aile hikayesi, hipogonadizm, vücut kütle indeksinin düsük olmasi, sigara, alkol aliskanligi, düsük kalsiyum içerikli diyet, kortizon kullanimi, fiziksel aktivitenin az olmasi, hipertroidi, hiperparatiroidi, hiperkalsiüri ve kronik enflamatuar hastaliklar sayilabilir (5). Bizim bu çalismayi yapmaktaki amacimiz osteoporoz poliklinigimize basvuran erkek hastalarin özelliklerini irdeleyerek erkek osteoporozunun etyopatogenezinde rol oynayan faktörleri belirlemekti.


Gereç ve Yöntem

Çalismaya osteoporoz poliklinigimize 2004-2005 yillari arasinda basvuran 55 erkek olgu alindi. Olgularin yas, egitim durumu, alkol, sigara ve kahve tüketimi, beslenme aliskanliklari sorgulandi. Sekonder hastalik varligi daha önceki tanilar incelenerek ve ilgili bölümler tarafindan yapilan konsultasyonlarla dogrulandi. Kemige toksik ilaç kullanimi, ailesinde ve kendisinde düsük enerjili kirik varligi kaydedildi. Cinsel fonksiyon bozuklugunu belirlemek için libido azalmasi ve empotans sorgulandi. Total testesteron ve luteinizan hormon degerleri biokimyasal analiz içinde istendi. Kemik mineral yogunlugu (KMY) ölçümleri DXA (Hologic) ile yapildi. KMY ölçüm sonuçlari osteopeni için -1

Bulgular

Çalismaya alinan 55 olgunun yas ortalamasi 61,7±14,69 (yas araligi 22-85) idi. Olgularin yaslarina göre dagilimi Sekil 1’de görülmektedir. Olgularin %49,09u yüksek, %29,09u orta , %21,81i ise ilkokul egitimi almisti. Alkol kullanmayanlarin orani %78,2, günde bir kadeh kullananlar %5,5, haftada 2-3 kez 1 kadeh kullananlar %3,6 idi. Sigara kullanmayanlar tüm olgularin %89u iken, %7,3 olgu günde 5e kadar, %3,7si ise daha fazla miktarda sigara kullaniyordu. Günde 3 fincandan fazla kahve tüketenler %3,6, düzenli kalsiyumdan zengin gida alanlar %69,1, düzenli egzersiz yapanlar %49 oranindaydi. Olgularin %40inda cinsel fonksiyon bozuklugu bulundu. Sekonder hastalik %67,3 olguda belirlenirken, bu hastaliklar içinde birinci sirada endokrin hastaliklar (hipertiroidi, prolaktinoma, Cushing Sendromu), ikinci sirada diyabet, üçüncü sirada ise gastrointestinal sistem sorunlari yer aldi (Sekil 2). Olgularin %29,1inde toksik ilaç (kortikosteroid, antiepileptik, metotreksat) kullanimi vardi. Ailede kirik hikayesi olanlar tüm olgularin %10,9 unu olustururken kendinde önceden geçirilmis düsük enerjili kirik hikayesi olanlar ise %16,4 oranindaydi. KMY ölçüm sonuçlarina göre olgularin %52si osteoporoz, %48i osteopeni olarak degerlendirildi. Total kalça T skoru: -2,19±0,89, lomber 1-4 T skoru: -2,63±0,80 olarak bulundu.


Tartisma

Erkek osteoporozu primer ve sekonder olarak siniflandirilabilir. Primer osteoporoz yasa bagli veya idiyopatik olabilir. Yasa bagli osteoporoz 70 yas üstü erkeklerde görülme egilimindedir, nedenleri tam olarak ortaya konamamistir (6). Kalsiyum absorbsiyonunda ve vitamin D aktivasyonunda azalma, osteoblastlarin fonksiyonlarinda ve yasam sürelerinde azalma ve seks hormonlarinin konsantrasyonlarinda azalmanin etkili oldugu düsünülmektedir (7-10).Ülkemiz verilerini degerlendiren 65 yas üstü kadin ve erkeklerde yapilan bir tarama çalismasinda erkek olgularin %29,5inde osteoporoz saptanmistir. Bu olgulardaki risk faktörleri; düsük vücut agirligi, fiziksel inaktivite ve immobilizasyon, düsük egitim seviyesi olarak belirlenmis, 25(OH)Vitamin D ve Parathormon düzeyi ile senil osteoporoz arasinda bir iliski bulunamamistir (11).Erkek osteoporozunun etyolojisinde kadinlara oranla sekonder nedenler daha ön plandadir (12-14). Bu nedenler; hipogonadizm, glukokortikoid fazlaligi, alkolizm, gastrointestinal hastaliklar, hiperkalsiüri, sigara kullanimi, antikonvülzan kullanimi, immobilizasyon, osteogenezis imperfekta, homosistinüri, sistemik mastositozis, neoplastik hastaliklar, romatoid artrit, hipertiroidi, hiperparatiroidi olarak siralanabilir (13,14). Bizim çalismamizda da sekonder hastalik %67,3 olguda belirlendi. Hipogonadizmde kalsitonin sekresyonu azalmasi, vitamin D sentezi bozulmasi ve azalmis kemik formasyonu osteoporozdan sorumlu tutulmustur (15). Bizim çalismamizda da diger çalismalari destekler nitelikte olgularin %40inda cinsel fonksiyon bozuklugu ve hipogonadizm bulundu. Endokrin bozukluklarda kemik turnoveri artmistir (15). Glukokortikoid tedavisinde, sekonder hiperparatiroidizme bagli olarak hem kemik formasyonu supresyonuna hem de artmis kemik rezorpsiyonuna sebep olur(15). Asiri tiroid replasmani, ve kronik heparin veya antikonvulsan ilaç kullanimi kemik kaybinin hizlanmasina neden olur (15,16). Bu çalismada %67 oraninda saptanan sekonder hastaliklar içinde birinci sirayi endokrin hastaliklar, ikinci sirayi diyabet, üçüncü sirayi da gastrointestinal sistem sorunlari paylasiyordu. Olgularin %29,1inde toksik ilaç kullanimi vardi.Kronik alkolizm, alkolün osteoblast fonksiyonlarini bozucu, plazma testesteron seviyesini azaltici ve kortizol seviyesini artirici etkilerinin yani sira beslenme yetersizligine de neden olarak osteoporoz gelisiminde etkilidir (15,16). Kafeinli içeceklerin fazla tüketilmesinin KMY üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadir (17,18). Yapilan bir çalismada kafeinli içeceklerin kadinlardan daha çok oranda erkeklerde lomber bölge KMYnu azalttigi gösterilmistir (19). Sigaranin tam olarak etkisini nasil gösterdigi bilinmemekle beraber kalsiyum emilimini azalttigi belirtilmektedir (6). Bizim yaptigimiz çalismada olgularin %89u sigara, %78,2 alkol kullanmiyordu. Kafeinli içeceklerin fazla tüketilmesi aliskanligi sadece %3,6 olguda bulunurken, kalsiyumdan zengin gidalarla besleneler %69,1 idi. Olgularin yarisinda düzenli egzersiz aliskanligi vardi. Bu sonuçlara göre bizim olgularimizda, aliskanliklardan çok sekonder hastaliklarin osteoporoz gelisiminde daha etkili oldugunu söyleyebiliriz. Osteoporozun kirik yaparak morbidite ve mortaliteye neden oldugunu düsünülürse, önceden geçirilmis kirik hikayesi de olgularda osteoporoz varligi için uyarici olmalidir (20). Tüm kalça kiriklarinin %30u erkeklerde görülmektedir (21). Ön kol kirigi geçiren erkek olgularda osteoporoz varligini arastiran bir arastirmada %41,8 olguda osteoporoz saptanmistir (21). Kiriklarla osteoporoz varliginin iliskisini inceleyen bir çalismada 50-75 yas araliginda el-bilek, vertebra, proksimal humerus ve kalça kirigi olan olgularin KMY ölçümleri yapilmis %45 inde osteopeni, %42 sinde osteoporoz tespit edilmistir (22). Bizim çalismamizda %52 olgu osteoporoz, %48 olgu osteopeni olarak degerlendirildi. Ayrica %16,4 oraninda olgularin daha önce geçirilmis düsük enerjili kirik hikayesi vardi. Ailede kirik hikayesi olanlarin orani ise %10,9 idi. Total kalça T skoru: -2,19±0,89, lomber 1-4 T skoru: -2,63±0,80 olarak bulundu. Daha önceki çalismalarda da sekonder osteoporozun daha çok lomber bölgeyi etkiledigi belirtilmistir (23)Bu çalismanin diger bir önemli sonucu da egitim düzeyi ile ilgilidir. Bizim klinigimize kendisinde osteoporoz varligi süphesiyle gelen olgularin büyük çogunlugu yüksek düzeyde egitimli kisilerdi. Yapilan çalismalarda da bu sonuca paralel sonuçlar alinmistir. Egitim düzeyinin farkindalik açisindan önemli oldugu vurgulanmis, düsük düzeyde olmasinin olumsuz bir etken oldugunu ifade edilmistir (24). Sonuç olarak; osteoporoz kadinlarda oldugu kadar erkeklerde de önemli bir saglik sorunudur. Etyolojide yaslilik yaninda sekonder hastalik varligi ve basta steroid olmak üzere kemige toksik ilaç kullanimi ve hipogonadizm oldukça önemli bir yer tutmaktadir. Özellikle erkek olgularda osteoporoz görülebilecegi unutulmamali ve öncelikle sekonder nedenler arastirilmalidir.