GIRIS VE AMAÇ
Osteoporoz düsük kemik kütlesi ve kemik dokusunun mikroyapisinin bozulmasindan dolayi kemik kirilganliginda ve fraktür riskinde artis ile karakterize sistemik bir iskelet sistemi hastaligidir (1).Hem kemiklerde zayiflik hem de kemik kütlesinde azalma ile seyreden ve çok sayida kadin ve erkegi etkileyen kronik bir hastaliktir. Fraktürler görüldükten sonra tani konulmasi ise önemli bir morbidite ve mortaliteye sebep olabilmektedir (2-4).Osteodansitometre ile bireylerin KMY degerlerini belirlemek mümkündür. Kemik mineral yogunlugu ölçüm isteminin bazi stratejiler çerçevesinde yapilmasi gereklidir. Bireyin risk faktörleri, düsük vücut kitle indeksi, fraktürler,kifoz bunlar arasinda sayilabilir (5). Osteoporoz ciddi bir saglik problemi olup, uygun tarama, tani ve tedavi yaklasimlari gerekmektedir (6). Ülkemizde özellikle son yillarda oldukça yogun olarak hastalara KMY ölçümü istenmektedir. Biz de bu yogunluk içerisinde, klinigimiz bünyesinde Osteoporoz ve Kemik Mineral Dansitometre ünitesinde 6 ay süresince çekimi yapilan olgulari inceledik. Amacimiz bu olgularin klinikler bazinda tani ve ön tanilarinin dökümünü yapip, osteoporoz açisindan degerlendirmekti.
MATERYAL METOD
Kemik mineral dansitometre ve osteoporoz ünitesinde çekimleri yapilan toplam 202 hasta çalismaya dahil edildi. Hastalarin yas, boy, kilo, menopoz yaslari ile ölçüm isteminini hangi kliniklerden hangi ön tanilarla yapildiklari kaydedildi. Istem yapilirken belirtilen tani dagilimi; osteoporoz, osteoporoz süphesi, cerrahi menopoz, osteoporoz+ek hastalik, tanisi belli olmayanlar olarak gruplandirildi ve klinikler bazinda degerlendirildi. Hastalarin Lunar DPX (6956) DEXA cihazi ile çekilen lomber (L2-L4) ve femur (boyun,wards) KMY degerleri ve t skorlari belirlendi. KMY sonuçlari Dünya Saglik Örgütüne (WHO) göre normal, osteopenik ve osteoporotik olarak siniflandirildi (7).Hastalarin ortalama ve yüzde degerleri SPSS for windows paket programi kullanilarak yapildi.
BULGULAR
Toplam 202 hastanin 105’i Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon kliniginden (FTR), 80’i Kadin Hastaliklari ve Dogum (KD), 7’si Endokrin, 3’ü Iç Hastaliklari, 2’si Ortopedi ve Travmatoloji, 2’si Çocuk Sagligi ve Hastaliklari, 2’si Nöroloji ve 1’i Enfeksiyon Hastaliklari kliniginden ölçüm istemi yapilmisti.Tablo 1’de hastalarin kliniklere göre demografik özellikleri verilmistir.FTR kliniginden istem yapilan ve yaslari 26-80 (59.05m11.09) arasinda degisen toplam 105 kadin hastanin tani dagilimi; %56.2(59) osteoporoz, %34.3(36) osteoporoz?, %3.8(4) tanisiz, %3.8(4) menopoz, %1 (1) cerrahi menopoz ve %1(1) osteoporoz ve ek hastalik seklinde idi. KMY ölçümü sonrasinda bu hastalarin lomber degerlere göre %36.6’sinda osteoporoz, %18.8’inde osteopeni saptandi. %46.6’si ise normal KMY’na sahipti. Femur boyun degerlerine göre %19.8 osteoporoz, %29.1 osteopeni ve %51.2’si normal olarak degerlendirildi.KD kliniginden KMY tetkiki istenen yaslari 35-72 (51.83m7.35) arasinda degisen toplam 80 kadin hastanin tani dagilimi ise söyleydi. %62.5(50) menopoz, %16.3(13) tanisiz, %10(8) osteoporoz?, %7.5(6) osteoporoz, %2.5(2) cerrahi menopoz, %1.3(1) osteoporoz ve ek hastalik idi. KMY ölçüm sonuçlarina göre ise; lomber degerlere göre %17.5 osteoporoz, %22.5 osteopeni ve %60’i normal olarak degerlendirildi. Hastalarin femur boyun degerlerine göre; %14.1 osteoporoz, %13.7 osteopeni ve %82.2 normal sonuçlar elde edildi.Endokrin kliniginden yaslari 45-73 (60.00m11.19) arasinda degisen 7 hasta için istem yapilmisti. Tanisal dagilimlari %28.6(2) osteoporoz, %28.6 osteoporoz? ve %42.9(3) tanisiz idi. KMY ölçüm sonuçlarina göre lomber degerlere göre %14.3 osteoporoz, %57.1 osteopeni ve %28.6 normal ve femura göre ise; %14.3 osteoporoz, %28.6 osteopeni ve %57.1 normal olarak degerlendirildi.Diger kliniklerden yapilan istemler, sayilari çok az oldugundan degerlendirmeye alinmadi.Tablo 2’de kliniklere göre lomber ve femur boyun KMY ve t degerleri verilmistir.
TARTISMA
Osteoporoz, primer olarak total ya da bölgesel kemik kütlesinde azalma sonucunda iskelet fraktürlerine yol açan bir hastaliktir (8). Osteoporozu belirlemede son zamanlarda sikça kullanilan DEXA, gelismis bir ölçüm teknigidir (9,10). Kemik kütlesi ölçümü endikasyonlari; östrojen replasman tedavIsi baslanacak olan ve kullanan hastalar, X-Ray’de osteopeni ya da vertebral deformitelerin saptanmasi ve steroid tedavisi veya hiperparatiroidi gibi osteopeniye yol açabilecek hastaliklarin varligi olarak belirlenebilir (8). Son yillarda osteoporoz çok gündemde olup, yogun olarak hastalara KMY ölçümü istenmektedir. Çalismamizda belli bir süreç içerisinde KMY ölçümü yapilan hastalari ülkemiz kosullarinda arastirdik. Çalisma sonuçlarimizda FTR kliniginden özellikle osteoporoz tani ve ön tanilariyla yüksek oranda istem yapildigi gözlenmistir. KMY ölçümü sonrasinda, bu hastalarin yaklasik yarisinda osteoporoz tespit edilmis; ancak yarisi da normal sinirlar içerisinde bulunmustur. KD kliniginden siklikla menopoz ön tanisiyla tarama seklinde istemler dikkati çekmektedir. Ancak bu hastalarin 1/3’ünden azinda osteoporoz tespit edilmis olup %60-80 gibi yüksek oranlarda normal KMY sonuçlari elde edilmistir. Endokrin kliniginden çok daha az sayida istem yapildigi ve yine ön tanilarin osteoporoz tanisi açisindan uyumlulugunun yari yariya oldugunu bulduk. Ayrica bu grup hastalarin yarisi tani konulmadan istem yapilmisti ve çekim yapilanlarin da yarisinin KMY degerleri normal sinirlar içerisindeydi. Kemik yogunlugu ölçümlerine basvurarak populasyon taramasi yapmak tartismalidir.Baska bir yaklasim yüksek riskli hastalari saptamak için klinik risk faktörlerinin kullanimidir. Fakat yapilan çalismalar KMY düsük perimenapozal kadinlarin saptanmasi için etkili bir metod olmadigini göstermistir. Prediktif modellerin performansinin zayif olmasini, kismen önlenemeyen faktörlere (genetik faktörler) baglayabiliriz (11). KMY ölçümü için en uygun strateji, kemik kütle kaybi ile iliskili olarak güçlü yada orta fraktür riski olan bireylerde seçici kullanimidir (12). Hastalarimizin ayrintili olarak risk faktörleri ile ilgili bilgimiz olmasa da ,yüksek oranlarda tani bile konulmadan istemler yapildigini ve sonuçlarin yari yariya normal kemik mineral yogunlugunu gösterdigi izlenmektedir. Osteodansitometre için en uygun tarama stratejisi ancak klinik risk faktörlerinin isigi altinda olmalidir (13-15). Kemik mineral dansitometre, epidemiyolojik çalismalar, klinik arastirmalar ve tedavi stratejileri için, yaygin olarak kullanilmaktadir. WHO kriterleri ile tanisal degerlendirilmeler yapilmaktadir.Osteoporoz tanisi anlaminda da iskeletin farkli bölgeleri için, daha iyi tanisal tetkikler arastirilmaktadir. Mulltipl risk faktörlerini uluslararasi temelde degerlendirebilmek amaçlanmaktadir (16).Çalismamizda 50’li yaslarda istemin daha çok yapildigi dikkati çekmektedir. Öte yandan osteoporoz tedavi maliyeti yüksek bir hastaliktir ve fraktürler olusmadan tani konulmasi bu anlamda önem tasir (17). Özellikle yaslilarda kemik mineral yogunlugu ve düsme riski fraktür riski ile iliskilidir. Yasli populasyondaki düsük KMY, düsük kemik kütlesinden veya hizlanmis kemik kaybindan ve/veya her ikisinin birlikteliginden kaynaklanmaktadir (18). Bu nedenle ileri yas grubunda osteoporoz tanisi konulmada gecikilmemelidir (18,19).Osteoporoz tanisi koyarken DEXA ölçümü altin standart olarak kabul edilir (20,21). Hastalarimizin KMY’nu degerlendirmek ve WHO kriterlerinin isigi altinda osteoporoz tanisini koyabilmek amaciyla tüm dünyada oldugu gibi ülkemizde de kemik mineral dansitometre ölçümü istenmektedir (12,13,14,15,16,17,18,19,20). Ancak yine tüm dünyada oldugu gibi ülkemizde de bu istem; klinik risk faktörleri dikkate alinarak, endikasyon dogru konularak yapilmalidir. Postmenapozal dönemde tarama amaçli istemlerin daha dikkatli yapilmasi ve yasli populasyona yönelik ölçümlere biraz daha önem verilmesi gerektigi görüsündeyiz.