Yöntem ve Hastalar
Istanbul Göztepe Egitim ve Arastirma Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Polikliniklerine basvuran 172 postmenopozal kadin hastanin non-dominant el falanksindan radyografik absorpsiyometrik ölçüm ( Metriscan-Alara, ABD) ile lomber ön-arka ve non-dominant femoral DEXA (Lunar Cooperation, ABD) ölçümleri yapilmistir. Demografik özellikleri belirlenmistir.Istatistiksel degerlendirmede Pearson korelasyon testi kullanilmistir, Kappa uyumluluk skorlari belirlenmistir.
Sonuçlar
Yas ortalamasi 59.8±8.43SD (41-81 yas), menopoz sonrasi geçen süre ortalamasi13.5±9.63SD yil (0.5-47 yil) olarak tespit edilen hastalarin, %18inde cerrahi menopoz, %34ünde ise erken menopoz (cerrahi menopoz dahil) saptanmistir. DEXA ve RA ile ölçülen T skorlarina ait bilgiler tablo 1de gösterilmistir.172 hastanin lomber L1-L4 DEXA degerlerine göre %33.1i osteoporotik, %42.2si osteopenik ve %21.5i normal ; femur boynu DEXA degerlerine göre %14ü osteoporotik, %50si osteopenik ve %33ü normal ve el RA sonuçlarina göre %36.6si osteoporotik, %41.9u osteopenik ve %21.5i normal olarak bulunmustur. (T skorlari -2.5in altinda olanlar hastalar osteoporoz, -1 ile -2.5 arasinda olanlar osteopeni , -1 ve üstünde olanlar normal olarak kabul edilmistir). Bakiniz grafik 1.RA ve DEXA sonuçlari korele bulunmustur. Falanks T skoru ile L1-L4 T skoru korelasyon katsayisi r: 0.63 (p<0.001) ve falanks T skoru ile femur boyun T skoru korelasyon katsayisi r:0.62 (p<0.001) olarak hesaplanmistir. Femur boynu T skoruyla L1-L4 T skoru ise r:0.54 (p<0.001) oraninda korele bulunmustur. RA T skoru ile DEXA T skorlari ileri anlamlilik düzeyinde koreledir. Sekil 1-2-3 de korelasyon dagilimlari izlenmektedir.Ayrica tüm T skorlari yas ve menopoz süresiyle ters orantili olarak korele bulunmustur (p<0.001).Hastalar normal ve osteopenik-osteoporotik olmak üzere iki grup olarak degerlendirildiklerinde, el ve femur ölçüm sonuçlari arasinda kappa degeri K:0.47(p<0.001) olmak üzere orta düzeyde uyum bulunmustur. Yine el ve lomber ölçüm sonuçlari orta düzeyde uyumlu bulunmustur (K:0.56,p<0.001).Hastalar osteoporozu olanlar ve olmayanlar olarak degerlendirildiginde kappa skor analizleri zayif kalmistir (K:0.22-0.33 sirasiyle,p<0.001).DEXA ölçümlerinin birbirleriyle uyumu da zayif bulunmustur (K:0.33,p<0.001).
Tartisma
DEXA ölçümleri özellikle tedavi karari almada bilinen yüksek dogruluk oranlarina sahipken toplum taramalarinda uygun degildir. Düsük kemik mineral yogunluguna sahip riskli postmenopozal kadinlari belirlemede kantitatif ultrason kadar, dijital x isini radyogrametre ve radyografik absorpsiyometre de Boonen ve ark. tarafindan önerilmektedir . Ancak kantitatif ultrasonun olasi kirik riskini öngördügü ispat edilmisken , radyografik absorpsiyometre veya dijital x isini radyogrametre için kirik riskini öngörmede yeterli prospektif veri yoktur (3).Iskelette farkli bölgelerden degisik ölçüm sonuçlarinin ortaya çikmasi çesitli sebeplerle baglidir: Bölgeler arasinda eriskin kemik doruk kitle degerlerindeki farkliliklar , menopoz sonrasi kemik kaybinin bölgeler arasinda farkli oranlarda olmasi, dejeneratif degisiklerin kemik yogunlugu ölçümüne etkilerinin farkli olmasi, degisken ölçüm dogruluk oranlari, degisken genç yas ortalama degerleri ve standart sapma farkliligi, teknik farkliliklar olarak siralanabilir (1,2,3,4,2,3,4,5). Tüm bu etkenler dikkate alindiginda ölçüm metodlarinin birbirleriyle korelasyonlarinin orta düzeyde olmasi da beklenen bir sonuçtur. Nitekim Grampp ve ark. çalismasinda santral ve periferik ölçüm kiyaslamasinda orta düzeyde korelasyon tespit edilmistir (4). Farkli metodlarla degisik yerlerden yapilan ölçümlerin osteopenik ve osteoporotik kadinlarin belirlenmesinde kappa analizleriyle zayif oran (ort. 0.4) göstermesi de bu sekilde açiklanabilir. Bizim çalismamizda da benzer sonuç ortaya çikmistir. Ayrica her iki çalismada radyografik absorpsiyometreyle yasa bagli degisiklikler gösterilebilmistir. Lomber-femoral DEXA ve radyografik absorpsiyometreyle yapilmis olan Swezey ve ark. çalismasi da anlamli korelasyon oldugunu bildirmislerdir (6).Osteopeni ve osteoporoz tanisi T skorlarina dayandigi için tek bölge ölçümü ister santral ister periferik olsun tani eksikligine neden olabilecektir (5). Bu nedenle kantitatif ultrason, dijital x isini radyogrametre, radyografik absorpsiyometre ön tarama yöntemleri olarak önerilip, riskli hastalarin tespitiyle kemik dansitometresine gönderilecek hastalari belirlerler (3). Dolayisiyla özel ortam gerektirmeyen, radyasyon riski yönünden sinirlamasi bulunmayan, teknik donanim gerektirmeyen, maliyeti düsük ve tasinabilir olan radyografik absorpsiyometrenin, yogun çalisilan kliniklerde ve DEXA imkani bulunmayan durumlarda kullanilabilecegi ya da riskli hastalari tespit ederek sinirli sayida hastayi DEXAya yönlendirmede faydali olacagi kanaatindeyiz.