Giris
Osteoporoz, yaslilarda ve özellikle de postmenopozal dönemdeki kadinlarda en sik görülen kemik hastaligidir. Menopoz dönemindeki kadinlarin yasamlarinin geri kalan kisminda kirik olusma riski %30-40tir. Osteoporozlu hastalarda tedavinin esas amaci vertebral ve periferik fraktürlerden hastalari korumaktir. Osteoporozda kullanilan bifosfonatlar, kalsitonin, selektif östrojen reseptör modülatörleri (SERM) gibi ilaçlarin bir kismi osteoklastlari inhibe ederek etki gösterir. Bu ilaçlar kemigin mikromimari yapisini korurken, kemik rezorbsiyonunu azaltirlar. Ayrica trabeküler genisligi artirmadan, sekonder mineralizasyonu artirarak kemik dansitesini artirirlar (1-7). Osteoporoz tedavisinde, kemik rezorpsiyonunu engelleyen ilaçlar ve kemik formasyonunu artiran ilaçlar kullanilmaktadir. Bu ilaçlar, tek ya da kombine kullanilabilir. Fakat günümüzde tamamen güvenilir olan, etkili ve genel olarak kabul edilmis bir tedavi henüz tanimlanmamistir (8-9).Bu çalismanin amaci, postmenopozal kadinlarda osteoporoz için kullanilan raloksifen ve alendronat tedavisinin etkinligini arastirmak ve iki tedavinin etkinligini karsilastirmakti.
Materyal Metod
Bu çalisma Mart 2004-Ocak 2005 tarihleri arasinda Adnan Menderes Üniversitesi Tip Fakültesi Osteoporoz Izlem Poliklinigine basvuran hastalar üzerinde yapildi. Çalismaya 32 postmenopozal kadin hasta dahil edildi. Bir doktor tarafindan hastaya osteoporoz için risk faktörlerini içeren sorgulama formu dolduruldu. Bu formda hastalarin yas, boy, kilo, sigara içip-içmedigi, alkol alip almadigi, yaklasik günlük kalsiyum alim miktarlari, ilaç kullanim öyküsü (steroid, diüretik, antikonvülsan, anti-asit, heparin,tiroksin), fraktür öyküsü, egzersiz aliskanligi, immobilizasyon öyküsü, baska bir hastaligi olup olmadigi (hipertroidi, hiperparatroidizm, vs.) ve ailesinde osteoporoz öyküsü olup olmadigi sorgulandi. Risk faktörü tasiyan hastalara osteoporozun kesin tanisi için lomber(L1-4) ve sol femurun proksimalinden KMY (DEXA-Hologic Inc.)ölçümü yapildi. Çalismaya dahil edilen 32 hasta, rastgele olarak 2 gruba ayrildi. Raloksifen ve alendronatla tedavi edilen hastalar 16sar kadindan olusmaktaydi. Bir gruba raloksifen 60mgr/gün, diger gruba alendronat-sodyum 70 mgr/hafta ve her iki gruba iyonize kalsiyum 600 mgr/gün olarak verildi. Hastalara KMY, tedavi öncesi ve 1 yillik tedavi sonrasi olmak üzere 2 kez yaptirildi. Sonuçlar, ortalama±standart sapma seklinde verildi. Grup içi tedavi sonuçlarini degerlendirmek için eslestirilmis t testi, gruplar arasi karsilastirma için ise bagimsiz gruplar t testi kullanildi.
Bulgular
Hastalarin yas, boy, kilo, vücut kitle indeksi, yaklasik günlük kalsiyum tüketimi ve menopoz yasi açisindan gruplar arasinda bir farklilik saptanmadi (p>0.05) (Tablo 1). Lomber KMY açisindan: Gruplar kendi içinde tedavi sonrasi, öncesiyle kiyaslandiginda istatistiksel olarak anlamli bir iyilesme saptandi (alendronat grubunda:p0.05) (Tablo 2). Femur KMY açisindan: Alendronat ve raloksifen grubunda tedavi sonrasi, öncesi ile karsilastirildiginda anlamli bir iyilesme saptanmadi (p>0.05). Gruplar arasi tedavi öncesi ve sonrasi karsilastirmada ise yine bir farklilik bulunmadi. (p>0.05) (Tablo 3).
Tartisma
Menopoz dönemi ile birlikte kadinlarda dolasimdaki östrojen düzeyinin azalmasi sonucu kemik kaybi hizlanmaktadir. Hormon yerine koyma tedavisi (HRT) postmenopozal kemik kaybini önlemekte ancak kiriklarin azaltilmasi için uzun dönem kullanimi gerekmektedir (10). Ancak uterin kanama, memelerde gerginlik ve gögüs kanseri olusma riski uzun dönem kullanilmasina bagli olarak olusabilir. Bu nedenle, HRTnin bu kisitlamalari postmenopozal osteoporoz tedavisinde SERMlere klinik ilgiyi artirmistir. SERMler östrojen reseptörlerine östrodiole benzer afinite ile baglanan non-hormonal ajanlardir. Ancak östrojenden farkli olarak perimenopozal semptomlarin tedavisinde etkisizdir, hatta sicak basmalarini artirabilirler (11). Raloksifen, bir SERMdir. Raloksifen, 60 mgr/gün olarak osteoporozun tedavisinde ve önlenmesinde çalisilmistir. “Multiple Outcomes of Raloxifene Evaluation” (MORE) çalismasinda osteoporozlu 7705 postmenopozlu kadinda raloksifenin etkileri degerlendirilmistir ve tedavinin birinci yilinda yeni vertebral relatif kirik riskinin %68 azaldigi saptanmistir (12). Ettinger ve ark.larinin raloksifenle yaptigi çalismada plasebo ile kiyaslamada 4 yil sonunda kalça ve lomber bölge KMYsinde sirayla %2.1 ve %2.6lik bir artis saptanmistir. Raloksifenle tedavi edilmis kadinlardan kemik biopsisi sonuçlari normal kemik kalitesi ve mineralizasyonunu ortaya çikarmistir (11). Postmenopozal osteoporozun tedavisinde alendronatla günde 10 mg, haftada 70 mgr, günde 5 mgr ve haftada 35 mgr dozlari çalisilmistir. Sonuçta doza bagimli olarak KMYde artis sagladigi gözlenmistir (13-15). Günde 10 mg alendronat tedavisi ile 2 yil sonra lomber omurgada %8.6, femur boynunda %6.5luk bir artis sagladigi gösterilmistir. Ön kolda kemik kaybini azalttigi ancak önlemedigi gösterilmistir. Alendronatin haftalik 70 mg dozu ve günlük 10 mg dozu arasinda yapilan çalismada ise etkilerin ayni oldugu görülmüstür (16). 2027 vertebral fraktürlü kadinlarin dahil edildigi prospektif bir çalismada alendronatla 3 yillik tedavi sonunda lomber omurgada, kalçada ve el bileginde kirik insidansinin yaklasik %50 oraninda azaldigi raporlanmistir (17). Cummings ve arkadaslarinin vertebra fraktürü olmayan düsük KMYli hastalarda yaptiklari bir çalismada, alendronatla 4 yillik tedavi sonunda vertebra fraktür insidansinin %44 oraninda azaldigi bildirilmistir (18). Vertebral fraktürlerinde klinik gözlemde tedavinin ilk yili sonunda bir azalma saptanmistir, bir meta-analizde kalça fraktüründen korunma tedaviden 18 ay sonra saglandigi bildirilmistir (19).Burada sunulan çalismada, alendronat ve raloksifenle 1 yillik tedavi sonunda postmenopozal kadinlarin lomber vertebrasinda alendronatla tedavi edilen grupta daha belirgin olmak üzere her iki grupta da belirgin artis olmustur. Her iki tedavi ile femur KMYsinde 1. yilin sonunda bir iyilesme saglanmistir. Ancak bu iyilesme, istatistiksel olarak anlamli bulunamamistir. Hasta sayisinin yetersiz olmasi nedeniyle bu sonuç çikmis olabilir. Sonuç olarak; alendronat ve raloksifen, postmenopozal osteoporoz tedavisinde etkindir ve burada yapilan çalismanin sonuçlari literatür verileri ile uyumlu bulunmustur.