Giris
Osteoporoz, kemik kütlesinde azalma ve kemik dokusunun mikro-mimarisinde bozulma sonucu kemik kirilganliginda artis ile karakterize bir iskelet sistemi hastaligidir (1,2). Osteoporoza bagli kiriklar ise önemli bir morbidite ve mortalite nedenidir (3). Kiriklara bagli ekonomik ve fonksiyonel kayiplar da osteoporozu önemli bir saglik sorunu haline getirmektedir. Ortalama yasam süresinin ve dolayisiyla yasli nüfusun ve osteoporoz prevalansinin artmasi, bu hastaligin önemini daha da arttirmaktadir (4-6). Homosistein (Hcy), metiyonin metabolizmasi sirasinda olusan ve tiol içeren bir aminoasittir. Hcyin, dogum defektleri, hamilelik komplikasyonlari, psikiyatrik hastaliklar, kognitif yetersizlikler, kardiyovasküler, serebrovasküler ve periferik vasküler hastaliklar gibi çesitli hastaliklarin patogenezinde rol oynadigi bildirilmektedir (7-15). Son yillarda Hcyin osteoporoz etyopatogenezinde de rolü olabilecegini gösteren kanitlar elde edilmis ve Hcyin yaslilarda gözlenen osteoporozda bagimsiz bir risk faktörü olabilecegi bildirilmistir (16,17). Nadir görülen ve Hcy düzeylerinde artma ile karakterize otozomal resesif bir hastalik olan homosisteinürili hastalarda klinik tablonun osteoporozu da içerdigi ise uzun yillardir bilinmektedir (18 -20). B12 vitamini (Vit-B12) ve folat, Hcy metabolizmasinda kofaktör olarak kullanilir ve düzeylerindeki azalma Hcy düzeylerindeki artisa neden olur. Bu kofaktörler ile kemik mineral yogunlugu (KMY) arasinda pozitif (21), Hcy ile KMY arasinda ise negatif bir iliski oldugu bildirilmektedir (22). Ancak Hcy ile osteoporoz arasindaki iliskide bu kofaktörlerdeki degisikliklerin olasi rolleri halen aydinlatilamamistir. Dolayisiyla bu çalisma postmenopozal kadinlarda plazma Hcy, vit-B12, folat düzeyleri ile kemik metabolizmasinin biyokimyasal belirteçleri arasindaki iliskiyi arastirmak amaciyla planlanmistir.
Hasta Seçimi ve Yöntem
Çalismaya Akdeniz Üniversitesi Tip Fakültesi Fiziksel Tip ve Rehabilitasyon Anabilim Dali polikliniklerine ayaktan basvuran, postmenopozal osteoporoz ve osteopeni saptanan hastalar alindi. Osteoporoz ve osteopeni tanisi, lomber vertebra (L2-L4) KMY ölçümlerine göre konuldu. KMY, “dual-energy X-ray absorptiometry” (DEXA) (Norland XR-36, Norland Corporation, Fort Atkinson, WI, USA) ile degerlendirildi. KMYsi genç referans gruba göre -2.5 standart sapmadan küçük olanlar osteoporoz, -1 ve - 2.5 arasinda olanlar osteopeni, -1den büyük olanlar ise normal olarak kabul edildi. Cerrahi ve prematür menopozlu hastalar, KMY ve kemik metabolizmasina etkili hastaligi ve ilaç kullanim öyküsü olanlar (inflamatuvar romatizmal hastaliklar, endokrin ve metabolik bozukluklar, kronik böbrek ve karaciger hastaliklari, malabsorbsiyona neden olabilen gastrointestinal hastaliklar, steroid, antidepressan ve hormon replasman tedavisinde kullananilan ilaçlar), ayrica uzun süre immobil olanlar, omurga operasyonu geçirenler ve kirigi bulunan hastalar çalismaya dahil edilmedi. Hastalarin hiçbiri osteoporoza yönelik herhangi bir medikal tedavi almamisti ve hiçbirinde megaloblastik anemi tablosu yoktu. Yukaridaki çalisma kriterlerine uyan, postmenopozal olup KMY normal olan, yas ve menopoz süreleri benzer saglikli kadinlar ile kontrol grubu olusturuldu. Tüm hastalarin ve kontrol grubunun ayrintili öyküleri alinarak demografik verileri kaydedildi. Çalisma grubuna dahil edilen tüm hasta ve kontrollerden yazili aydinlatilmis onam alindi.Biyokimyasal ölçümler için venöz kan ve idrar örnekleri sabah alindi. Kan ve idrar örnekleri çalisilacaklari zamana kadar -80 OCda saklandi. Tüm çalisma gruplarinda plazma Hcy, serum vit-B12, folat, kalsiyum (Ca), inorganik fosfat (P), intakt parathormon (PTH), alkalen fosfataz (ALP), N-mid-osteokalsin (OC), b-CrossLaps, 25-OH vitamin D3 (vit-D3) ve idrar N-Telopeptid düzeyleri ölçüldü. Plazma homosistein düzeyleri Drew DS30 total Hcy sistemi ile serum vit-B12, folat, PTH, OC, b-CrossLaps düzeyleri ise Roche Moduler E170 immünokimya cihazinda elektrokemilüminesans yöntemi (ECLIA) ile, ölçüldü. Vit-D3 düzeyi RIA yöntemi ile Biosource marka ticari kit kullanilarak belirlendi. Serum ALP; standardize kolorimetrik metod ile, P; fosfomolibdat kolorimetrik metod ile, Ca; o-kresolftalein endpoint kolorimetrik metod ile Roche/Hitachi MOD P otoanalizörinde ölçüldü. Idrar N-Telopeptid, ELISA yöntemi kullanilarak ticari bir kit ile (Osteomark kit, Ostex, USA) saptandi. Istatistiksel AnalizlerIstatistiksel analizler SPSS 11.0 paket istatistik programi ile gerçeklestirildi. Tüm sonuçlar ortalama ± standart deviasyon olarak verildi. Grup ortalamalari arasindaki farklarin anlamliligi ANOVA ve Student-t testleri ile degerlendirildi. Ölçümler arasindaki korelasyonlar Pearson korelasyon analizi ile incelendi. Istatistiksel anlamlilik için p<0.05 kabul edildi.
Sonuçlar
Çalismaya alinan osteoporotik hastalarin (148 hasta) yas ortalamasi 63.89 ± 9.88 yil, osteopenili hastalarin (75 hasta) yas ortalamasi 62.92 ± 7.35 yil, kontrol grubunun ise (61 kadin) 63.18 ± 8.67 yil idi. Gruplar arasinda yas ve menopoz süreleri açisindan anlamli farklilik yoktu (tablo 1). Gruplar plazma Hcy düzeyleri açisindan karsilastirildiklarinda, osteoporozlu grupta Hcy düzeylerinin kontrol grubuna göre anlamli derecede daha yüksek oldugu tespit edildi (tablo 2). Osteopenili grup ile karsilastirildiginda Hcy düzeyleri osteoporozlu grupta daha yüksek olmakla birlikte fark istatistiksel olarak anlamli degildi (p>0.05). Benzer sekilde osteopenili grupta Hcy düzeyi kontrol grubundan daha yüksek olmasina karsin, iki grup arasindaki fark anlamli degildi.Vit-B12 düzeyleri ise hem osteoporoz hem de osteopenili grupta kontrol grubundan anlamli derecede daha düsüktü (p<0.05). Serum folat, ALP, Ca, P, OC, PTH, vit-D3 düzeyleri açisindan ise gruplar arasinda istatistiksel olarak anlamli farklilik tespit edilmedi.Gruplar serum b-CrossLaps düzeyleri açisindan karsilastirildiginda ise, osteoporozlu grubun b-CrossLaps düzeylerinin osteopeni ve kontrol grubundan anlamli derecede daha yüksek oldugu bulundu (p<0.05). Idrar N-Telopeptid düzeyleri de osteoporozlu grupta kontrol grubundan anlamli olarak daha yüksekti (p<0.05). Osteoporoz ve osteopenili gruplarda homosistein, vit-B12 ve folat düzeyleri ile KMY ölçümleri arasinda anlamli her hangi bir iliski tespit edilmedi. Bununla birlikte, osteoporozlu grupta Hcy ile N-Telopeptid (r=0.40, p<0.05) ve _-CrossLaps (r=0.52, p<0.05) düzeyleri arasinda istatistiksel olarak anlamli iliskilerin oldugu görüldü. Yine bu grupta vit-B12 ve OC arasinda anlamli pozitif korelasyon oldugu da tespit edildi ( r=0.42, p<0.05).
Tartisma
Hcyin kemik dokusu üzerindeki etkisi konusunda farkli görüsler öne sürülmüstür. Bunlardan birisi Hcyin kollajenin solubilite ve stabilitesi için gerekli çapraz baglarin (cross-link) olusumunu bozdugu seklindedir (23-26). Kollajenin çapraz baglarinin sentezlenebilmesi için aktif lizin ve hidroksilizin aldehid yapilarinin olmasi gerekir. Bu aldehid gruplarinin olusumu için lizil oksidaz enzimi kullanilmaktadir. Hcyin aktif metaboliti olan tiyolaktonun lizil oksidazi inhibe ettigi gösterilmistir (27) Ayrica Hcyin bu aktif aldehid gruplari ile stabil tiazin halkasi olusturdugu, böylece çapraz bag yapisini bozdugu gösterilmistir (28). Çapraz bag yapisinin bozulmasi kollajenin daha kolay yikilmasina neden olabilir. Ayrica son yillarda yapilan çalismalar, eskilerin aksine yeterli mineralizasyon için kemik matriks yapisinin özellikle önemli oldugunu göstermektedir (27,28,29). Dolayisiyla, çapraz bag yapilarinin Hcy ile bozulmasi, kemik matriks yapisinin ve mineralizasyonun bozulmasina ve dolayli olarak da osteoporoza katkida bulunabilir. Ayrica, Hcyin osteoblast fonksiyonlarini bozdugu (30), osteoklast aktivitesini arttirdigi bildirilmistir (31).Biz de yapmis oldugumuz bu arastirmada literatürle uyumlu olarak postmenopozal osteoporozlu kadinlarda plazma Hcy düzeylerinin kontrol grubuna göre anlamli derecede daha yüksek oldugunu saptadik. Yine osteoporozlu grupta Hcyin yanisira Tip I kollajen yikim belirteçlerinden olan serum b-CrossLaps ve idrar N-Telopeptid düzeylerinin kontrol grubundan anlamli derecede daha yüksek oldugunu tespit ettik. Kemik rezorpsiyon belirteçleri ile Hcy düzeyleri arasinda ise pozitif iliskiler oldugunu belirledik. Bu korelasyonlar Hcynin yukarida anlatilan varsayimlardan bir veya birkaçi ile kemik Tip I kollajen yapisinin bozulmasina neden olabilecegini düsündürmektedir. Dolayisiyla bu bulgular baz alindiginda, Hcy düzeyindeki artmanin kemik yikimina katkida bulunabilecegi düsünülebilir. Diger taraftan bu çalismada KMY ölçümleri ile Hcy düzeyleri arasinda anlamli bir iliski saptanmamasi (r=0.16, p>0.05), Hcy ile KMY arasinda iliski olmadigini ya da sadece zayif bir iliski bulundugunu bildiren diger çalismalarla (17) uyumludur.Eastell ve arklari pernisyöz anemili kisilerde osteoporotik kirik riskinin arttigini bildirmislerdir (35). Goerss ve arklari da 131 pernisyöz anemili hastada yaptiklari çalismada, genel toplum ile karsilastirildiginda bu hastalarda proksimal femur kiriklarinin 1.9, vertebra kiriklarinin 1.8 ve distal önkol kiriklarinin ise 2.9 kat daha fazla görüldügünü saptamislardir (36). Osteoblastlarin vit-B12 ile stimüle edildikleri, osteoblast proliferasyonu için belirli bir konsantrasyonda vit-B12ye gereksinim oldugu bilinmektedir (37). Carmel ve arklari vit-B12 eksikliginde OC ve kemik ALP düzeylerinin kontrollere göre anlamli derecede düsük oldugunu tespit etmislerdir (38). Melton ve arklari ise pernisyöz anemili bir hastada vit-B12 tedavisi ile KMYnun düzeldigini göstermislerdir (39). Biz de yapmis oldugumuz bu çalismada serum vit-B12 düzeylerinin hem osteoporoz hem de osteopenili grupta kontrol grubuna göre anlamli derecede daha düsük oldugunu tespit ettik. Bununla birlikte osteoporozlu grupta vit-B12 ile OC düzeyleri arasinda istatistiksel olarak anlamli bir iliskinin oldugunu gördük. Bu bulgu vit-B12nin osteoblastlar üzerindeki etkisini yansitiyor olabilir. Dolayisiyla vit-B12 düzeyindeki azalmanin Hcy düzeyinde artmaya neden olarak kemik yikimina katkida bulunmasi, ayrica vit-B12nin osteoblastlar üzerindeki direkt uyarici etkisinin azalmasi sonucu kemik yapimi üzerinde de etkili olmasi beklenebilir. Kemik rezorpsiyon belirteçlerindeki artmayi dengelemek için kemik yapim belirteçlerinde de artma beklenebilir. Ancak, bu çalismada OC ve ALP düzeylerinde anlamli bir degisiklik olusmamasi osteoblast fonksiyonlarinda göreceli bir azalmaya isaret edebilir. Folat eksikliginin Hcy düzeylerinde artmaya neden olarak kemik metabolizmasini etkileyebilecegi bildirilmektedir (22). Ancak biz çalismamizda gruplar arasinda folat düzeyleri açisindan anlamli bir fark tespit etmedik. Folat eksikliginin en sik nedeninin besinsel kaynakli oldugu gözönünde bulundurulursa, çalisma gruplarimizda yöresel beslenme aliskanliklari (taze sebze yeme) ile iliskili olarak folat düzeylerinde degisme olmadigi düsünülebilir.Sonuç olarak bu çalismada postmenopozal osteoporozlu kadinlarda vit-B12 düzeylerindeki azalmanin Hcy düzeylerini arttirarak indirekt olarak kemik yikimina katkida bulunabilecegi, ayrica vit-B12nin osteoblastlar üzerindeki direkt stimülan etkisinin azalmasi sonucu kemik yapimi üzerinde de olumsuz bir etki yapabilecegi düsünüldü. Vit-B12 düzeylerindeki azalmanin kemik yapim ve yikim dengesinin yikim yönüne kaymasina yardimci olarak osteoporoz gelisimine katkida bulundugu kanisina varildi. Osteoporozlu hastalarda plazma homosistein ve vit-B12 düzeylerinin saptanmasinin ve gerektiginde vit-B12 destek tedavisi uygulanmasinin osteoporoz tedavisinde yararli olabilecegi, ayrica osteoporoz ve vit-B12 arasindaki iliskinin daha iyi anlasilabilmesi için daha kapsamli ve genis çalismalara gereksinim duyuldugu sonucuna ulasildi.