GIRIS
Osteoporoz, kemigin kemigin kirik riskini arttiran ve kirilgan bir yapi haline gelmesine neden olan,kemik yapisinin mikromimarisinin bozulmasi ve düsük kemik kütlesi ile karakterize sistemik bir iskelet sistemi hastaligidir (1). Erkek osteoporozu,özellikle son yillarda klinik tipta önemli bir sorun olarak görülmesine karsin, kadinlardakine oranla çok daha az ilgiye sahiptir.Tüm vertebra kompresyon kiriklarinin % 14’ü ve tüm kalça kiriklarinin %25-30’u erkeklerde görülmekte ve önemli bir oranda morbidite ve mortaliteye neden olmaktadir (2-4). Osteoporoz erkekler için ciddi bir saglik problemidir (5). Kadin osteoporozu ile ilgili pek çok çalisma olmasina ragmen,son zamanlarda erkek osteoporozu ile ilgili arastirmalara agirlik verilmeye baslanmistir (6). Çalismamizdaki amacimiz, çesitli nedenlerle Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon (FTR) poliklinigine ve Osteoporoz ünitesine basvuran erkeklerin kemik mineral yogunlugu (KMY) degerlerini yas gruplarina göre degerlendirmekti.
MATERYAL VE METOD
Çalismaya S.B. Ankara Egitim ve Arastirma Hastanesi FTR Poliklinigi ve Osteoporoz Ünitesine basvuran, yaslari 22-87 arasinda degisen toplam 110 erkek olgu alindi.Lunar DPX 6956 (DEXA) cihazi ile olgularin lomber ve femur KMY ölçümleri yapildi.Sonuçlar Dünya Saglik Örgütü (WHO) degerlerine göre normal,osteopenik ve osteoporotik olarak siniflandirildi (7).Olgularin yas, boy, kilo, vücut kitle indeksi (VKI) degerleri kaydedildi. Sekonder osteoporoza yol açabilecek hastaligi ya da ilaç kullanimi olanlar çalisma kapsamina alinmadi.Olgularin yas gruplarina göre ortalama degerleri ve KMY degerlerine göre normal, osteopeni ve osteoporoz yüzde dagilimlari SPSS for windows paket programi kullanilarak yapildi.
BULGULAR
Olgularin tüm laboratuvar ve rutin biokimyasal tetkikleri normal sinirlar içindeydi. Olgularin yas gruplarina göre demografik özellikleri Tablo 1’de verilmistir.Toplam 110 erkek olgunun; 9’u (%8.1) 20-29, 10’u (%9) 30-39, 11’i (%9.9) 40-49, 19’u (%17.1) 50-59, 22’si (%19.8) 60-69, 32’si (%28.8) 70-79 ve 7’si (%6.9) 80-89 yas grubunda idi.Olgularin yas gruplarina göre L2-L4 KMY ve t skorlari ortalama m standart sapma (ort. m SS) degerleri Tablo 2’de verilmistir.Erkek olgularimizin lomber t skorlarina göre osteopeni ve osteoporoz yüzdeleri sirasiyla; 20-29 yas grubunda %55.6 ve %11.1, 30-39 yas grubunda %40 ve %10, 40-49 yas grubunda %18.2 ve %27.3, 50-59 yas grubunda %33.3 ve %23.3, 60-69 yas grubunda %40.9 ve %27.3, 70-79 yas grubunda %33.3 ve %23.3, 80-89 yas grubunda ise %14.3 ve %14.3 idi.Olgularin yas gruplarina göre femur boyun KMY ve t skorlari ortalama m standart sapma (ort. m SS) degerleri Tablo 3’de verilmistir.Femur boyun t skorlarina göre osteopeni ve osteopoz yüzdeleri ise sirasiyla; 20-29 yas grubunda % 11.1 ve %11.1, 30-39 yas grubunda %30 ve %10, 40-49 yas grubunda %36.4 ve %18.2, 50-59 yas grubunda %63.2 ve %15.8, 60-69 yas grubunda %54.5 ve %31.8, 70-79 yas grubunda %46.9 ve %25, 80-89 yas grubunda ise %28.6 ve %28.6 idi.Elde ettigimiz verilerle olgularimizda erken yaslarda osteopeninin basladigi dikkati çekmistir. 40’li-50’li yaslarda osteoporoz daha belirgin hale gelmektedir. Yasla birlikte osteoporoz artmakta ve 70’li-80’li yaslarda göreceli bir azalma gözlenmektedir.
TARTISMA
Osteoporoz; kemiklerde zayiflik, kemik kütlesinde azalma ile karakterize olan, çok sayida kadin ve erkegi etkileyen kronik bir hastaliktir (8). Osteoporozun klinik ve patofizyolojik özellikleri kadinlarda ve erkeklerde benzerlikler göstermekle beraber bazi fakliliklar sözkonusudur (9). Erkeklerde kemik yogunlugu ve kemik kütlesi ile ilgili yapilan birçok çalismada; kortikal bölgede kemik mineral içeriginde azalma 40 yas sonrasi her dekad için %3-4 kayip ve spongioz kemikte daha fazla bir kayip, 30-35 yas sonrasi her dekad için %7-12 kadardir (9). Erkeklerin yasamlari boyunca osteoporotik fraktür riski 1/12 ve bunlarin %30’u kalça fraktürüdür. Geleneksel olarak erkeklerde osteoporoz olacagi düsünülmediginden atlanabilmektedir (10).Bu amaçla arastirdigimiz erkek olgularimizda erken yaslarda osteopenin basladigi dikkati çekmektedir. 20-50 yas arasi olgu sayimizin çok az olmasinin olayi daha dramatik olarak gösterdigi görüsündeyiz. 50’li yaslarda osteoporozun daha belirginlestigini saptadik.Yapilan çalismalarda da 50 yas üzeri erkeklerin %14’ünde osteoporoz ve fraktürler dikkati çekmektedir (11). Bizde oran biraz daha yüksektir. Bizim sonuçlarimizla benzer sekilde, Dilsen ve arkadaslarinin saglikli Türk toplumunda KMY degerlerinin arastirildigi çalismada, özellikle femur bölgesinde 30’lu yaslarda KMY’da azalmanin basladigi belirtilmektedir (12). Çalismamizda lomberde 50’li ve femurda 60’li yaslarda KMY’da belirgin azalma ve osteoporozun belirginlestigini tespit ettik. Ayni sekilde Dilsen ve arkadaslari lomberde ve femurda 60’li yaslarda KMY’da belirgin azalma saptamislardir (12).EPOS çalismasinda, Avrupa’nin farkli bölgelerinden 31 merkezli yapilan bir çalismada 50-70 yas arasi erkek ve kadinlar incelenmistir. Erkekler arasinda fraktürler açisindan cografi bir farklilik gözlenmemis ve özellikle 50 yas üzerinde osteoporoza dikkat çekilmistir (13). Bizim olgularimizda 40’li 50’li yaslarda osteoporoz baslamaktadir. Çin’de yapilan 5593 olgunun incelendigi bir arastirmada 40 yas üzerinde genel osteoporoz orani %16.1, erkek osteoporoz orani %11.5 olarak belirtilmistir (13).Yas gruplarina göre gruplandirdigimiz degerleri Avrupa ve Amerika’daki verilerle karsilastirdigimizda, hem lomber hem de femur degerleri birbirine benzer olmakla beraber, ortalama KMY degerleri daha düsüktür (14-16). Farkli etnik gruplar arasindaki heterojenitenin, kemik metabolizmasinin irk spesifik farkliliklarindan kaynaklandigi ifade edilmektedir (17).Ileri yas gruplarinda ise 70’li 80’li yaslarda özellikle lomberde olmak üzere lomber ve femurda osteopeni ve osteoporoz oranlarinda azalma saptadik.Ileri yaslarda dejeneratif sürecin hizlandigi dikkate alinirsa (18,19), göreceli bir artisin olacagi beklenen bir sonuçtur. Genel olarak yasla birlikte KMY’de azalma saptadik. Yaslanmada görülen yavas kemik kaybi özellikle normal veya derinligi az rezorptif kavitelerde yetersiz osteoblast depolanmasi ile gelismektedir (20). Normal erkeklerde kemik kaybi yasla artmaktadir. Ancak bu artis herhangi bir markir ya da hormonlarla iliskili bulunamamistir (21). Osteoporoz yaslilarda yaygin bir hastaliktir ve ortalama 50 yas üzerindeki erkeklerin %14’ünde fraktürle sonuçlanmaktadir (22). Sonuçta iskelet sagligi açisindan uygulanacak stratejiler çocukluk döneminden baslayip yasam boyu devam etmelidir (22,23).Eriskin erkeklerde yas artisiyla birlikte kortikal kemik kütlesi lineer bir azalma halindedir. Ancak kadinlardaki kadar hizli degildir. Çünkü erkeklerde menopozal kayip yoktur.Sonuçta osteoporoz bir zamanlar sanildigi gibi kadin hastaligi degildir (24).Özellikle erkeklerde osteoporoz ve fraktürler ile ilgili epidemiyolojik çalismalar çok azdir. Yapilan çalismalarda ise her iki cinste de yasla birlikte insidansin arttigi belirtilmektedir. Düsük KMY’nun fraktür riski açisindan önemi vurgulanmaktadir (25). Dünyanin pek çok bölgesinde yasla birlikte yilda %1-3 oraninda kalça fraktür riskinde artis sözkonusudur. Bu nedenle risk faktörleri dikkate alinarak KMY taramalari ve epidemiyolojik arastirmalar yapilmaktadir (26). Ülkemiz erkeklerinde erken yaslarda KMY’de azalma dikkati çekmektedir. Bu veriler de zamaninda önlem alinmasi gerektiginin sinyalini vermektedir. Tüm dünyada oldugu gibi ülkemizde de erkek osteoporozuna gereken önemin verilmesi gerektigi düsüncesindeyiz.