Diğer

Osteoporoz, Eğitim Durumu ve Farkındalık Düzeyi Araştırma Sonuçları

  • Atilla Aksu
  • Murat Zinnuroğlu
  • Belgin Karaoğlan
  • Sabire Akın
  • Yeşim Gökçe Kutsal
  • Fatma Atalay
  • G. Dinçer

Turk J Osteoporos 2005;11(1):0-0

Bizim çalışmamızda amaç; osteoporoz farkındalık düzeyi ile eğitim düzeyi ve ekonomik faktörler arasındaki ilişkiyi değerlendirmektir. çalışmaya, 464 kadın ve 94 erkek alındı. Yaş ortalaması 46 idi. Yaş, iş, eğitim düzeyi, osteoporoz farkındalık düzeyi, giyim şekli kaydedildi. Istatistiksel analiz için Spearman korelasyon testi, Ki kare testleri kullanıldı.çalışmaya katılanların %50.1’i üniversite mezunu, %13.2’si lise mezunu ve %3.8’i okuma yazma bilmiyordu. Kişilerin %44’ünün osteoporoz hakkında bilgisi olduğu, %56’sinin ise osteoporoz hakkında bilgisi yoktu. Osteoporoz farkındalık düzeyi ile eğitim düzeyi arasında istatistiksel olarak pozitif korelasyon saptandı. Osteoporoz ile modern giyim arasında negatif ilişki saptandı.Sonuç olarak, osteoporoz farkındalık düzeyindeki artış eğitim düzeyi ile ilişkilidir. Eğitim düzeyinin düşük olması osteoporoz farkındalık düzeyinin düşük olmasını açıklamaktadır.

Anahtar Kelimeler: Osteoporoz, eğitim düzeyi

Giriş

Osteoporoz metabolik kemik hastalıklarının en sık görülen şekli olup, kemik mineral ve matriksinin eşit oranda azalarak normal değerinin altına inmesi ve bunun sonunda kemik kirilganliginda artış ile karakterizedir (1,2)Tüm dünyada ortalama yaşam süresinin uzamasıyla birlikte insanların ileri yaşta sahip oldukları kronik hastalıklar önem kazanmıştır (3). Dünya nüfusunun 2100-2150 yıllarında 11 milyara ulaşacağı, bu artan nüfusun %95’inin gelişmiş ülkelerde olacağı ve çoğunluğun 45 yaş üzerindeki kadınlardan oluşacağı tahmin edilmektedir (4). Ülkemizde de yaşam süresinin uzaması nedeniyle osteoporoz önemli bir sağlık sorunu haline gelmektedir.Kırık riskini artıran osteoporoz, özellikle yaşlılarda morbidite, mortalite ve dizabilitenin önde gelen nedenlerindendir.(5) Osteoporoz, yaşam süresinin giderek uzadığı toplumlar için üzerinde durulması gereken ve gittikçe de önem kazanan bir sağlık sorunu olmuştur.(3) Hastalık ABD’nde her yıl 1.5 milyon kırık olgusuna ve 13.8 milyar dolara mal olmaktadır. Toplum sağlığı ve artan tedavi maliyetlerinin etkisi ile tüm dünyada osteoporozun tedavisinden çok, önlenmesi yönündeki çalışmalar ağırlık kazanmıştır.(6)Osteoporozun etkin tedavisi ve korunma yolları günümüzde çok iyi bilinmektedir. Kemik kaybı oluşmadan osteoporoza neden olan risk faktörlerinin belirlenmesi, riskli gruptaki kişilerin osteoporozun komplikasyonlarından korunmak için eğitilmesi ve gerekli medikal tedavilerin verilmesi yaşlı populasyonda osteoporotik kırığa bağlı morbidite ve mortalite oranını azaltacaktır. Toplumun bu konuda bilinçlendirilmesi tedavisi pahalı, uzun süreli olan bu hastalığın önlenmesi açısından da oldukça yararlı olacaktır.Günümüzde gelişmiş ülkeler hastalıkları önlemeye ve erken tanı koyulmasina yönelik çalışmalara önemli miktarda kaynak ayırmakta ve daha etkin önleyici ve tanı koydurucu yöntemler geliştirmeyi amaçlayan projeleri desteklemektedirler. Değişik ülkelerde yapılan hasta sorgulamalarında kültürel, yöresel, etnik farklılıklar olduğu, sonuç olarak tek bir formdan söz edilemeyeceği anlaşılmıştır. Bu nedenle ülkemizin sosyokültürel yapısına uygun olabilecek bir anket formu hazırlayarak Türk halkının osteoporoz hakkındaki bilgi düzeyini, risk faktörlerinin toplumdaki önemini ve sosyodemografik özelliklerini araştırmayı uygun gördük.Asya kökenli beyaz ırktan olan Türk kadınlarının osteoporoz risk faktörlerinden birkaçını bir arada taşıdıkları gözlenmiştir. Yüksek doğurganlık hızı, az bedensel aktivite, geleneksel giyim tarzı nedeniyle güneş ışınlarından yeterince faydalanamama, kalsiyumdan fakir beslenme alışkanlığı, sigara ve kahve tüketiminin yaygınlığı, vitamin D eksikliği sık rastlanılan risk faktörlerindendir.(7)Ülkemizde de ortalama yaşam süresinin uzaması, Türk kadınlarının bir çok risk faktörünü bir arada taşımaları nedeniyle ülkemiz için de osteoporozun erken tanı ve koruyucu tedaviyi gerektiren önemli bir sağlık sorunu olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle çok merkezli yapılan bu araştırmada Türk halkının osteoporoz hastalığı için farkındalık düzeyini saptamak ve gelecekte yapılacak koruyucu tedavi girişimlerine ışık tutmak hedeflenmiştir.


Bulgular

öğrenim durumuna yönelik yapılan sorgulama sonucunda 558 kişinin % 50.1’ nun üniversite mezunu, % 13.2’ sinin lise mezunu, % 13.5’ ünün ortaokul mezunu, 16.6’ inin ilkokul mezunu, % 2.8’inin okuyup yazabiliyor olduğu ve % 3.8’ inin ise okuma yazma bilmediği görüldü. Meslek dağılımına bakıldığında % 32.1’ inin ev hanımı, % 32.1’ inin memur, % 21.2’ sinin emekli, % 7.2 işçi, % 6.1 serbest meslek yaptığı ve % 1.5’ ünün de bunlar dışında mesleklere dahil olduğu görüldü. (Tablo 1)“Osteoporoz hakkında bilginiz var mi?” sorusuna % 55.7 “Hayir”, % 44.3 “Evet” yanıtı verdi. Üniversite mezunları ve emeklilerin çoğunluğunun (sırasıyla %56.8 ve % 70) olumlu yanıt verdiği görüldü. Yapılan istatistiksel analizde üniversite mezunları ile diğer tüm eğitim düzeyleri arasında, üniversite, lise, ortaokul mezunları ile diğer eğitim düzeyleri arasında, meslek gruplarından ise işçi ve emekliler arasında ve bu iki meslek grubu ile diğer gruplar arasında anlamlı farklılık gözlendi (p<0.05). Spearman korelasyon testi ile yapılan değerlendirmede eğitim düzeyi arttıkça osteoporoz hakkında bilgi durumunun arttığı ancak zayıf bir ilişki olduğu gözlendi (r: 0.285). (Tablo 2)Ailede OP öyküsü olanlarda (% 32.4) OP sıklığının olmayanlara (% 8.8) göre anlamlı derecede fazla olduğu görüldü. (Tablo 3) Kadın katılımcılar giyim şekline göre geleneksel ya da modern olarak gruplandirildiginda her iki grup sayılarının birbirine yakın olduğu, kapalı giyim şekli olan katilimcilarda modern giyim şekli olanlara göre daha fazla sıklıkta osteoporoz olduğu tespit edildi. (p<0.05) (Tablo 4)OP olanlarda diğer kronik hastalıklar olmayanlara göre daha fazla görülürken (p<0.05), görülme şıklıklarına göre sıralandığında en fazla HT (% 67) olmak üzere sırasıyla guvatr (% 25), DM (% 16), astım (% 4) ve kanser (% 4) olduğu gözlendi. OP’u hastaların % 78’inin ilaç kullandığı, ilaçların kullanım sikliklarinin sırasıyla alendronat, kalsiyum, kalsitonin, didronat, risedronat, hormon replasman tedavisi, kalsitriol şeklinde olduğu, % 28’inin ise OP’a yönelik ilaç kullanmadığı görüldü. (Tablo 5) OP hastalarda kırık öyküsünün daha fazla olduğu ve kırık bölgelerinin sikliklarinin sırasıyla en fazla üst ekstremitede (% 41), daha sonra alt ekstremite (% 26), kalça (% 5) ve vertebrada (% 2) olduğu gözlendi.Diyet (süt, yoğurt ve peynir alımı), fiziksel aktivite, egzersiz alışkanlığı ile OP sıklığının azaldığı ancak istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görüldü.


Tartışma

Osteoporoz, tüm toplumu ilgilendirmekle birlikte özellikle postmenopozal kadınlarda sık görülen ve multifaktöryel etiyolojiye sahip olan, bireylerin hayat kalitesini etkileyebilen önemli bir sağlık sorunudur. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşlı populasyonun her yıl artması, osteoporoz ve osteoporoza bağlı gelişen komplikasyonlar toplum sağlığını tehdit edecek düzeylere erişmesi kaçınılmazdır. Kırık oluşana kadar çoğunlukla herhangi bir semptom ortaya çıkmayabilir. Ancak kırık oluştuktan sonra kemiğin bozulmuş olan yapısı ve dayanıklılığının yeniden yapilanmadigi da unutulmamalıdır. (8) Bu nedenle osteoporoz risk faktörlerinin erken dönemde belirlenmesi koruyucu sağlık hizmetlerinin gereğidir. Kronik hastalıkların yapılan bir çok çalışmada eğitim düzeyinin ve sosyokültürel düzeyin düşük olan toplumlarda daha sık görüldüğü görülmüştür. Bu nedenle osteoporozda etkin tedavi ve korunma amacıyla toplumun osteoporoz farkındalık düzeyini saptamak ve toplumun osteoporoz hakkında daha doğru ve etkili bilginin nasıl ulaştırılacağı konusunda yeni öneriler ortaya koymaktı.

Varenna ve arkadaşları. (9) postmenopozal kadınlarda yaptıkları bir çalışmada eğitim seviyesi ile fiziksel aktivitenin yakından ilişkili olduğunu saptamislardir. bu çalışmada osteoporozu etkileyen sosyoekonomik ve kültürel faktörler tartışılmıştır. Inanici-Ersöz ve arkadaşları (10) sosyoekonomik düzey ile kortikal kemik, sportif aktivite düzeyleri arasında anlamlı ilişki bulmuşlardır. Magnus ve arkadaşları (11) tarafından 16 ile 79 yaşları arasındaki 1514 birey üzerinde yapılan çalışmada osteoporoz bilgisinin eğitim düzeyi ile direkt olarak ilişkili olduğu saptanmıştır. bizim çalışmamızda da osteoporoz farkındalık düzeyinin eğitim düzeyi karşılaştırıldığında üniversite. mezunlarının farkındalık düzeyinin diğer eğitim düzeylerindeki bireylere göre anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu belirlenmiştir.

Juby ve arkadaşları (12) yaşlılar kliniği ve günlük sosyal programa katılan 145 yaşlı bireye osteoporoz hakkında anket uygulamış ve bireylerin % 89unun osteoporoz hakkında bilgi sahibi olduklarını saptamislardir. Bu çalışmada ana bilgi kaynağı olarak televizyon, yazılı basın ve arkadaşlar belirtilmiş. doktorlar ise beşinci sırada yer almıştır. Diğer bir çalışmada ise (13) hastaların % 84ünün osteoporoz hakkında bilgi sahibi oldukları saptanmış. En sık kullandıkları bilgi kaynağı olarak yazılı başını kullanmışlardır. Diğer bilgi kaynakları ise arkadaşlar, televizyon ve aile hekimi olarak sıralanmıştır. Bizim çalışmamızda da hastalarımızın % 55,7si osteoporoz konusunda bilgisi olmadığını, % 44,3ününde bilgi sahibi olduğu görülmüştür. Osteoporoza ilişkin bilgi kaynakları sorulduğunda ilk sırayı radyo, televizyon, ikinci sırayı gazete ve dergiler, üçüncü sırayı broşür ve toplantılar ve dördüncü sırayı ise doktorlar olarak belirlenmiştir. Arastirmamizin sonuçları göstermiştir ki toplumumuz osteoporoz konusunda bilgiyi en çok ve ilk sırada yazılı ve görsel basın yoluyla elde etmektedir. Ingiltere de yapılan bir çalışma da pratisyen hekimlerin tıp eğitimi sırasında osteoporozla ilgili yeterli bilgiyi edinmedikleri ortaya çıkmıştır. (14) Her geçen yıl osteoporoz sıklığının artması toplumun bilgilendirme ve içerik olarak yetersiz kalındığını göstermiştir.

Güzel ve arkadaşları (15) çarşaf giyen ve giymeyen sağlıklı Türk kadınlarında KMY ve D vitamini düzeyini araştırmışlar ve çalışmalarının sonucunda, D vitamini düzeyinin güneşe maruz kalma süresi ile pozitif, çarşaflı olma süresi ile negatif korelasyon gösterdiğini saptamislardir. Bizim çalışmamızda da kapalı kadınlarda modern giyimli kadınlara oranla istatistiksel olarak anlamlı olmayan düzeyde osteoporoz sıklığında artış izlenmiştir.

Bazı çalışmalarda diyetten alınan kalsiyum ile KMY arasında pozitif bir ilişki olduğu gösterilmiştir. (16,17) bazı arastirmacilarda böyle bir ilişkinin olmadığını bildirmişlerdir. (18,19) Bizim çalışmamızda da kalsiyumdan zengin diyet ile osteoporoz sıklığının azaldığı ancak istatistik olarak anlamlı olmadığı görülmüştür.

Çeşitli yazarlar tarafından yapılan longitudinal prospektif çalışmalarda yaş, menopoz yaşı, menopoz süresi, kilo, günlük kalsiyum alımı, alkol, sigara tüketimi, egzersiz alışkanlığı ve kırık öyküsü ile KMY arasında ilişki olduğu gösterilmiştir.(4.20.21) Sonuç olarak, yaptığımız çalışmada toplumumuzda osteoporoz ile ilgili farkındalık düzeyinin diğer ülkelere göre yetersiz olduğu, eğitim düzeyi ile orantılı olarak arttığı ve bu konuda halkın bilgilendirilmesi gerektiği görüşüne varılmıştır.


1. Akyüz G, Ofluoglu D:Osteoporozda agri ve yasam kalitesi. : Y Gökçe Kutsal ( Ed). 0;0:204-211.

2. 2. Eskiyurt N, Akyüz G: Osteoporoz: Genel bir degerlendirme. Y Karaaslan, G Akyüz, ( Ed ) Osteoporoz Top 40. MD Yayincilik, Ankara, 2002 , s:. 0;0:1-22.

3. Eryavuz Saridogan M Osteoporoz epidemiyolojisi. Y Gökçe Kutsal ( Ed). 0;0:0-0.

4. Gür A, Nas K, Kayhan Ö, Atay MB, Akyüz G, Sindel D, Aksit R, Öncel S, Dilsen G, Çevik R, Gündüz OH, Ersoy Y, Altay Z, Öztürk C, Akkus S, Senocak Ö, Kavuncu V, Kirnap M, Tekeoglu I, Erdogan F, Demiralp L, Demirkesen A, Adam M. The relationship between tooth loss and bone loss in postmenopausal osteoporotic women. Romatoloji ve Tibbi Rehabilitasyon Dergisi . 2001;12:7-11.

5. Seeman E, Allen T. Risk factors for osteoporosis. Aust NZ J Med . 1989;19:69-75.

6. Torgerson DJ, Campbell MK, Reid DM. Life style, enviromental and medical factors influencing peak bone mass and bone lose in postmenopausal osteoporosis: 12 years study. Br J Rheumatol . 1995;34:4-620.

7. Ross PD. Osteoporosis: Frequency, consequences, and risk factors. Arch Intern Med . 1996;156:1399-1411.

8. Varenna M, Binelli L, Zucchi F, et al. Prevalence of osteoporosis by educational level in a cohort of postmenopausal women. Osteoporosis Int . 1999;9:236-241.

9. Inanici-Ersöz F, Gökçe-Kutsal Y, Öncel S, et al. A multicenter, case control study of risk factors for low tibial speed of sound among residents of urban areas in Turkey. Rheumatol Int . 2002;22:20-26.

10. Magnus JH, Joankimsen RM, Berntsen GK, et al. What do Norwegian women and men know about osteoporosis? Osteoporosis Int . 1996;6:31-36.

11. Juby AG, Davis P. A prospective evaluation of the awareness, knowledge, risk factors and current treatment of osteoporosis in a cohort of elderly subjects. Osteoporosis Int . 2001;12:617-622.

12. Garton M, Reid D, Rennie E. The climacteric, osteoporosis and hormone replacement views of women aged 45-49. Maturitas . 1995;21:7-15.

13. Taylor JC, Sterkel B, Utley M, et al. Opinions and experiences in general practice on osteoporosis prevention, diagnosis and management. Osteoporosis Int . 2001;12:844-848.

14. Güzel R, Kozanoglu E, et al: Vitamin D status and bone mineral density of veiled and unveiled Turkish women. J Womens Health Gend Based Med . 2001;10:70-765.

15. Khristinsson JO, Valdimarsson O. Steingrimsdottir L, et al. Relation between calcium intake, grip strength and bone mineral density in the forearms of girls aged 13-15. J Intern Med . 1994;236:90-385.

16. Matkovic V, Ilich JZ, Andon MB, et al. Urinary calcium, sodium and bone mass of young females. Am J Clin Nutr . 1995;62:25-417.

17. Lotborn M, Brattyby LE, Samuelson G, et al. Whole-body bone mineral measurements in 15-year-old Swedish adolescents. Osteoporos Int . 1999;9:14-106.

18. Katzman DK, Bachrach LK, Carter DR, et al. Clinical and anthropometric correlates of bone mineral acquisition in healthy adolescent girls. J Clin Endocrinol Metab . 1991;73:39-1332.

19. Johnston CC, Longeope C. Premenopausal bone loss – a risk factor for osteoporosis. N. Eng J Med . 1990;323:3-1271.

20. Kröger H, Tuppurainen M, et al. Bone mineral density and risc factors for osteoporosis. A population based study of 1600 perimenopausal women. Calcif Tissue Int . 1994;55:0-1.

21. Akyüz G, Ofluoglu D:Osteoporozda agri ve yasam kalitesi. : Y Gökçe Kutsal ( Ed). 0;0:204-211.

22. 2. Eskiyurt N, Akyüz G: Osteoporoz: Genel bir degerlendirme. Y Karaaslan, G Akyüz, ( Ed ) Osteoporoz Top 40. MD Yayincilik, Ankara, 2002 , s:. 0;0:1-22.

23. Eryavuz Saridogan M Osteoporoz epidemiyolojisi. Y Gökçe Kutsal ( Ed). 0;0:0-0.

24. Gür A, Nas K, Kayhan Ö, Atay MB, Akyüz G, Sindel D, Aksit R, Öncel S, Dilsen G, Çevik R, Gündüz OH, Ersoy Y, Altay Z, Öztürk C, Akkus S, Senocak Ö, Kavuncu V, Kirnap M, Tekeoglu I, Erdogan F, Demiralp L, Demirkesen A, Adam M. The relationship between tooth loss and bone loss in postmenopausal osteoporotic women. Romatoloji ve Tibbi Rehabilitasyon Dergisi . 2001;12:7-11.

25. Seeman E, Allen T. Risk factors for osteoporosis. Aust NZ J Med . 1989;19:69-75.

26. Torgerson DJ, Campbell MK, Reid DM. Life style, enviromental and medical factors influencing peak bone mass and bone lose in postmenopausal osteoporosis: 12 years study. Br J Rheumatol . 1995;34:4-620.

27. Ross PD. Osteoporosis: Frequency, consequences, and risk factors. Arch Intern Med . 1996;156:1399-1411.

28. Varenna M, Binelli L, Zucchi F, et al. Prevalence of osteoporosis by educational level in a cohort of postmenopausal women. Osteoporosis Int . 1999;9:236-241.

29. Inanici-Ersöz F, Gökçe-Kutsal Y, Öncel S, et al. A multicenter, case control study of risk factors for low tibial speed of sound among residents of urban areas in Turkey. Rheumatol Int . 2002;22:20-26.

30. Magnus JH, Joankimsen RM, Berntsen GK, et al. What do Norwegian women and men know about osteoporosis? Osteoporosis Int . 1996;6:31-36.

31. Juby AG, Davis P. A prospective evaluation of the awareness, knowledge, risk factors and current treatment of osteoporosis in a cohort of elderly subjects. Osteoporosis Int . 2001;12:617-622.

32. Garton M, Reid D, Rennie E. The climacteric, osteoporosis and hormone replacement views of women aged 45-49. Maturitas . 1995;21:7-15.

33. Taylor JC, Sterkel B, Utley M, et al. Opinions and experiences in general practice on osteoporosis prevention, diagnosis and management. Osteoporosis Int . 2001;12:844-848.

34. Güzel R, Kozanoglu E, et al: Vitamin D status and bone mineral density of veiled and unveiled Turkish women. J Womens Health Gend Based Med . 2001;10:70-765.

35. Khristinsson JO, Valdimarsson O. Steingrimsdottir L, et al. Relation between calcium intake, grip strength and bone mineral density in the forearms of girls aged 13-15. J Intern Med . 1994;236:90-385.

36. Matkovic V, Ilich JZ, Andon MB, et al. Urinary calcium, sodium and bone mass of young females. Am J Clin Nutr . 1995;62:25-417.

37. Lotborn M, Brattyby LE, Samuelson G, et al. Whole-body bone mineral measurements in 15-year-old Swedish adolescents. Osteoporos Int . 1999;9:14-106.

38. Katzman DK, Bachrach LK, Carter DR, et al. Clinical and anthropometric correlates of bone mineral acquisition in healthy adolescent girls. J Clin Endocrinol Metab . 1991;73:39-1332.

39. Johnston CC, Longeope C. Premenopausal bone loss – a risk factor for osteoporosis. N. Eng J Med . 1990;323:3-1271.

40. Kröger H, Tuppurainen M, et al. Bone mineral density and risc factors for osteoporosis. A population based study of 1600 perimenopausal women. Calcif Tissue Int . 1994;55:0-1.